çamur ve balta
gözlerimin yankısıyla büyüyen kızılağaçlar
aldığım ölümüydü göksel şarkıların direncinden sarkaçların şeytan sofralarının soğuğu çektiği ayazda salkımlar albenisiyle büyütüyordu sürmeleri cevizler ve portakal kokan kokusuyla çarşı geçit vermez çöldü kıydığımız bükülmüş tenekelerde yağmuru çıplak bırakan türküler gibi soyulurdu gönlümüz şifa arar gibi tekkelerde bir tas çorba sıcaklığında vaktini arar gibi tanrıyla konuşmanın bir aşka anlam katma sürgünüydü yenilgimiz |