YÖRÜK KIZININ YASI
Acıyla beslendim deva yutmadım
Çok sevdim de ellerinden tutmadım Sürü güttüm, eğrikte uyutmadım Yaylada obama varamam gayrı. Tepe, bayır kuzumuzu güderdik Eğişmeç eğirir, ipler ederdik Her bakışta neler neler derdik Neden istemedin soramam gayrı Ben babamın bir kızı, kara kaşıydım Oba kızlarının bir tek başıydım Sevdanın sönmeyen aşk ataşıydım Savruldu aşk külü tutamam gayrı. Vermeyin demeye dilim tutuldu Tatlı değil, acı şerbet yutuldu Üçpınar yaylası benden kurtuldu Babamın sözünden cayamam gayrı. Bilinirdik, bir gariban kızıydım Aç yoksul kalmaya zaten razıydım Alnına yazılmış kara yazıydım Verdiler gurbete kalamam gayrı. Çiğdemini söküp yediğim dağlar Güz vurgunu yemiş kuruyan bağlar Gelin eden anam ardımdan ağlar Gönülsüz giderim saklamam gayrı. Nişanlım zengin ben ise naçardım Verseler yâre kuş olur uçardım Bir göz kırpsa, karanlıkta kaçardım Dönüşsüz yoldayım duramam gayrı. Sorkun’dan geçerken gördüm suyunu, Yalakların ölçemezsin boyunu Öğle vakti sulasaydım koyunu Buz gibi su içtim susamam gayrı. Gelin oldum, beyaz ata binerim Haktan geldim, yine hakka dönerim Çarptığım kayada söndü fenerim Şu yalan dünyaya bakamam gayrı Yörük gelinliğim şimdi kefenim Parça parça oldu cılız bedenim Artık kahretmeye yoktur nedenim Kahpe felek sana kızamam gayrı. Düğün evi beklemesin yolumu Uçurumdan uçup yıktım tolumu* Salmalardan toplasınlar kolumu Kendimi mezara koyamam gayrı. Acı ölümlere destan yazılır Nice kurulmuş düzen bozulur Duyan insan hep de buna üzülür Kurulmuş düzeni bozamam gayrı. 20.10.2021 Durmuş Ali Özbek *tol: evin temel taşı |
Yüreğine emeğine sağlık
________________________________Selamlar