Rutubetli GeceAdını söyleyen herkese zehir kusuyorum Sus oluyorum öylesine kalıyorum da Bir ben diyemiyorum Kapılar kapanıyor üzerime Mazgallardan taşıyor yağmayan yağmurlar Öylesine bir uçurum beliriyor gözümde Menfezi şaşmış bir Anka gibi dolanıyorum gökyüzünde Kimi görüyorum bu karşımdaki suret kimin yüzü Ağustos birikiyor ellerime Eylül de gelecek Durduğum zamanın hüznü daha çok Sonbahar hızlanıyor böyle düşününce Tüm kaybolmuşlar gözümden düşüyor göle Ve göller nehirlere Aşkın kuraklığı da kurutuyor içimi Yaşam sevincim duruyor çatlamış toprakta Bitmiş sözcüklerle Başlaması imkânsız kelimelerle Parmak uçlarım uyuşuyor heyecanlıyım Yaşam hücrelerim dinleniyor sen ruhumdan geçince Ve deli rüzgârlar dinleniyor bedenimde Yine de uğramıyor adın dilime Dilim dilim doğranıyor yalnızlığım şu rutubetli gecede Ve sen karşından geçen bir yabancı ol Her gece bu saatlerde elinde karamsarlığın Şu karşıdaki bahçede kaybol Ve ben her gece gözyaşımla geleyim Orkideler diktim Yamaçlar belirledim Anka’yı bekledim Karşıdaki bahçede bekle Gideceğiz adını bilmesem de Burada kalır kimsesizlik bütün gecelerce |
Kelimelerin yanlış anlamda kullanımını saymazsak güzel bir şiir okudum.Tebrikler...