Fasl-ı Düş (Sana/Bana)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Elimize değen ölü " Ran... Cama dokunuyorum Ve suya Her dokunuşumda sana Çıldırmış bir martı kanat açıyor kalp kapakçığımda Bazen kızıyorum zamana Her dokunuşunda bana Gözlerini her yakaladığımda Belirsiz seferler oluşuyor atardamarımda Ve kırgınım zamana Usumda beliren acılardan sonra Ruhun düşkünlüğü Sarılıyor bedenin zayıflığına Kimsesizlik küfünü akıtıyor kör kuyulara Yusuf’a uzanan ipten başka Hiçbir şey gelmiyor aklıma Işığın altında oturuyorum ara sıra Kelebeklerin son dansı Ve pervanelerin güneşe haykırışı yazılıyor karanlığa Ve şair Her dizesine dikkat çekiyor Her dizesinin sonuna ünlem bırakıyor usulca Eve gidiyorum Ve cama dokunuyorum Sahte ayna bana Bakışlarımı her yakaladığımda Yaşımdan daha yaşlı bir suret bekliyor Vaktin hesapsız ağında Ve ben vuruluyorum Her seher vakti alacaya Çığlık çığlığa içimde kanatlanmış martı Bir gün daha diyor Ölmeden durayım burada Ve içimde iz sürüyor ufacık adım Adımsa düşlerin faslından kalma Evvelden yalnız bir eldir asırlara Yalnızdım aslında Zaman dürüle dürüle gelirken avucuma Zamanın içinden çıkan bir deniz sözü Uyandırdı beni zamana Şimdi ise ömrüme devrilen aşk telaşından sonra Nerdeyim kimleyim Bir onun hesapsızlığı var aklımda Ruhuma dokunuyorum Ve sözlerin bana Bekle diyorsun bir yanda Öbür yanda ağlamaklı bir göz bakıyor sana Bekliyorum ruhumda belirsiz bir karmaşa Ha vakit geçince ha vakit geldiğinde Düşüm sarılacak sağlam bir sarmaşığa Ve sarmaşık gülleri sarıdan sonra Al mor birazda pembe uyanırsa sabaha O sabah kendimden çıkıp oturacağım yanına Yani bahar, sen gelmeli avuçlarıma |
Bence asıl bu dizeleri yazan çıldırmış olmalı..
Güzel demek yersiz..
Sanırım şöyle demeliyim...
"İşte bu bir şiirdir"