ANSIZIN YÜREĞİNDEN VURULMUŞ ŞİİR...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Düşlerime mil çektim. Altına takoz koydum şüheda anılarımın. Sessizliğe dair her şey sonlanmıştı ve mutluluğa sirayet eden bir yolculuktu çıktığım elbet sırtımda küfem omzumda heybem bense alyuvarlarım ve akyuvarlarım yerine kanımı mürekkeple değiş tokuş yapmışken içine damıttığım ve de damlattığım milyonlarca kelime elbet ruhumdu mürekkep pompalayan yüreğimse coşkulu ve müptelası olmuş bir kere alfabenin ve duyguların. ‘’Öyle uzun zaman sessiz kaldım ki Toprağın sesini duyacak kadar Ürperdiğini hissediyordum mesafelerin Öyle uzun zaman kör kaldı ki gözlerim Uzaklığın en uzak noktasından Arza yansımak için çoğalan Bir ışık görüyorum.’’(Alıntı) Hangi duygunun alıntısıdır bu şiir Ve hangi karanlıkta saklıdır binlerce yıldız? Ah, köprüler kurduğum ömrün raconu Severek geçer sanmıştım oysa bu sancı Sanrılı coğrafyalarda Arşı alaya çıkan bir öfke belki de çağlayan Onca kesif sessizliğe bir kurşun da ben sıkmışken Ve gözlerimi kısıp içime döndüğüm Furyası mıydı yitik zamanın? Yoksa devre arası mı şiir? Devreleri yanmış hayallerin iz düşümü Bir şiire sığar mıydı sahi hayat? Gel gör ki; Şiir hayatın ta kendisi iken Sessizlikle terbiye ettiğim ruhum Açlıkla kutsanmış bedenim Belki de bir harabeye dönen iç dünyam. Maruz kaldığım gölgemi def ettim önce Defnettiğim mazinin küllerini ise serptim kabrime Yeniden doğmanın mümkün olacağını Düşünmeden asla Düşürdüğümse yolluğum Cebimdeki bozukluklar Bir de yüreğine inandığım bozuk çalan dostlarım. Aşkı layığıyla yaşayan yaşatan bir rüzgârsa İçimde esen Dış sesin tabiatı Bir de duygularımın kundaklandığı Bir yol ki Handa saklı hazanla Yolda saklı yolcunun münazarası: İçimi didiklediğim hallaç pamuğu gibi, Rüştünü sevginin hala ispatlayamadığım bir ömür vakti Uzağında kaldığım hayatın denk düştüğü Bazen bir cennet bazense cendere Tabiatımda açan çiçekler ve dualar Kalp gözümle tanışıklığım ise çok yeni. Yeniden doğmaksa bahşedilen Yaren bildiğim herkesten uzağa düştüğüm Ömrün yongası illa ki umut Sevginin tezahürü o rahmet ki Iskaladığım neydi de İzafi bir duygudan çıkıp da yola Şükür ki şiir olarak bahşedilmişti ömür. Ömrün seyyah alfabesi elbet İçimde seken her hece Layığıyla insan olmanın meali beni cezbeden Bir rüyadan daha firar edip dokunduğum Hayat denen gerçeğe Sunulduğum Bazen dama taşı bazen piyon Lakin yüreğimden vurulduğum ansızın… |
çok acıklıydı,sevda ve özlem vardı,
çok akıcı ve anlamlıydı,kutluyorum Üstadem
Dua ve selamlarımla.