Pus ve Çocukpuslu bir mayıs akşamı uğurlayın toprağa ağıdımı şairler yaksın ve ezmeyin akşam çiçeklerini akşam çiçeklerini ezmeyin peşim sıra çıplak bir köylü çocuğu baksın (iki elinde iki bavul) yer açın çıplak köylü çocuğuna çıplak köylü çocuğuna yer açın ahh... Bafra otogarında bulanık bir sabah çocuk, gözlerindeki şehirlerarası yorgunluğa inat dudağının kenarında akşamki Kemal Sunal filminden kalma bir gülümseme akıp gitti önünüzden (nasıl akmazdı ki kuş seslerine bu kadar yaklaşmışken) siz ayaküstü taze simit çıtırdatıyordunuz. erken açılmış çay eşliğinde Bafra otogarında uyuşuk bir yalnızlığı yaşıyordunuz şehrin pazarında gözleri ekin sarısı bir adamın elinden tuttu çocuk (adamın avuçları çayır gübresi kokuyordu) sonra bir minibüs usulca akıp geçti, dudaklarını ıslak bir sessizliğe kapatan Bafra Ovasından. çocuk, minibüsün loşluğunda köylülere inat kıpır kıpır bir yürek taşıyordu ayak basınca tanıdığı topraklara; özlediği kuş sesleri yağmur yanığı duvarları evlerin puslu bir akşam... (iki elinde iki bavul) bakakaldı ardından |
Tebriğim kalsın
çok içten mısralara imza atıyor kaleminiz