3
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
712
Okunma

Hava gittikçe soğuyordu
Hazan yaprakları savruldu
Tüm aşklar gibi..
Hava ağırlaşmış, dışarıda insanlar
Ve kimsenin umurunda değiliz..
Eylül acıydı yağmurlarla gözlerden düşen,
Eylül tüm renkli çiçekleri soldurmuştu.
Öyle esiyordu ki dışarıda rüzgar
Ah ediyordu bilmem bahar gelene kadar..
Eylüldü,
Geçmiş zamanı yaşatan,
Gözlerimizin uzaklara dalışı
Yürüdüğümüz yolların azalışı
Sarı kahverengi yapraklardı senin çekip gidişin..
Ellerin tutmuyordu anladım, bundandı üşüyüşüm...
Eylüldü,
Yüzümdeki solgunluktu belkide
İzlerini çizdiğim zaman ansızın çekip gidişlerin,
Issızdı artık buralar, sessiz çığlıklarımdaki fırtınalar.
Sesime yankı vermedi sesin,
Sessizlikte yankılandı o çağlayan kaderin..
Eylül dediğin zaman ayrılık başlıyor
Her yolculuğa çıkışın, seni gittiğin yerlere benzetiyor.
Ne zaman senin dönmeni beklesem
İlahi yangın beni yakıyor..
Sonra mektupların gelmiyor,
Uzun bir sessizlikte dağlar senin yerine haykırıp beklediğim yere mektup yazıyor.
Üşüyünce ağlıyorum, yalnızım diyemiyorum.
Eylül işte anlatıyorum..
Suskun bir eylül yaşıyorum,
Sessiz ağlayışlarım, gönül sızılarım, ağrılarım..
Bahtımın üzerindeki tozun alınmasını bekliyorum,
Yıkanmışlıkla, göklerden gelen nimetle arınıyorum..
Durduk yerde buharlaşıyor derin bakan gözlerim
Gönlümdeki nehir yatakları yıkılıyor biten hasretliklerim..
Eylül duvarlarımı yıkıyor içerden dışarıya.
Yılların azap çeken yoksulluğuyla..
Eylül haykırıyorum işte,
Sevgilerimi
Sevinçlerimi
Hüzünlerimi
Eyvahlarımı
Eskilerimi neden
Rehin bırakıp gittiniz..
Sırtımda yıllanmış saydığınız o yükleri
Neden eylülde bırakıp gittiniz....
5.0
100% (7)