sis içinde nöbet
neymiş dağlarında yankısı kalmış güneş
sahici acılarla çözüyorum saçlarından tutsaklıkları kıymet kazanmıyor ölünün muradında cennet bir zikrin anlamsızlığı gibi yaşanıyor şehirde hayat sanki suçlusudur mehtabı anlatan karanlık rüyalara sığmayan inzivalar bahçelerde oynayan çocuklar için hazırlanmış dekorlar kuşku bulaşmış inanca suçlanmış kötüler incinin bulunması gibi derinlerde aç köpeklerle bir günün aydınlığını tanımış dolunay karışmış geceye uykuları için yola çıkmış kervanlar ceylanları tanımış her acının sonunda dostluk gösterisinde avcı parça parça sinesindeki özlem yarını sayıklayan taylar gibi tutkulu nedim demirbaş |