İNCE GÜLÜŞÜNLE BELİREN GÜNDuyumsuyorum Kelebeğin sonsuz maviye açışını kanadını Gün batımına yakın kızıllığını göğün Çakıl taşlarını, denizin koyu dibini Uzun gölgeli bir ağaca sırtını dayayışını Çiçek açmasını badem ağaçlarının Devinimsiz bir derenin yeşil kımıldayışını İzlerini karıncalarının, uçlarını buğday başaklarının Suda yankısını pembe dudaklarının İnce bir ferahlık duyuyorum Ki, gerçektir uzaktan tanık olduğum Uçuk bir rüzgârın okşamasını saç tellerimi Uğultusunu uzun soluklu yağmurların Kızıl kiremitli evlerin çatılarında düşünü uykulu güvercinlerin Tuzunu terimin Böğürtlen karası gözlerini bir kız çocuğunun Kara üzüm tanelerini, rahmini incir çekirdeğinin Güllerle donatılmasını bir bahçenin. Doğmasını hercai bir menekşenin şafakta dipdiri Ve yabanıl otların üstünde fışkıran umudu Özgürlüğü gecenin yıldız alacasında Ve dinginliğini her şeyin Ve hiçbir şeyini hiçliğin. Duyumsuyorum Göz çukurlarında biriken terli yaşları İnce gülüşünde beliren gün Yıkıntısını taşıyor evlerin çehresinde Sazlıklarda, ırmaklarda, kuru yaprakta Duyumsuyorum, aç kuşların çığlığını |