AŞK, HİCRAN VE TEVEKKÜL...Gül yaprakları gibi kıvrık pembe dudaklar, Elâ gözlerde hüzün, bakışlardaki gizem, Beyaz omuzlarına dökülmüş kızıl saçlar Bir el oyası gibi işlenmiş zerafettir.. Gözlerinin içinde erise de gözlerim, Bir efsun âleminde masal yaşamak için Dalıp giderek elâ gözlerin derinine Müebbet mahkum olmak ne hoş bir esarettir. Lâkin hicran yazmış da, kader alın yazıma Sürgün olmuş gözlerim o elâ dünyasından. Ölümü yaşar gibi geçip gider günlerim, O elâ âlem şimdi, bana sonsuz zulmettir Sabah olur, gün doğar, hiç bitmez benim gecem, Sen yoksan güneş bile aydınlatmaz günümü. Sensizliği içime sindirerek yaşamak Gün boyu, çaresizce çektiğim bir mihnettir. Dolanır dururum hep, o âşina yerlerde, Bütün gün aklımda sen, yüreğim kederlerde, Bana seni yaşatan bir şiir, ya bir şarkı Özleyen gönlüm için ne büyük bir nimettir. Akşamın garipliği çöker sonra ufkuma, Eflâtun bulutların rengini dertler örter Gurbetteki her akşam hüzün döker içime Sen yoksan, kendi gönlüm bile bana gurbettir. Akşam güneş batarken, sen doğarsın ay gibi, Öksüz kalmış gönlüme hayat verir o serap Kırpmam bile gözümü, kaybetmem hayâlini Onu seyretmek bile, rûhuma ziyafettir. Sonra, başka ızdırap, gecenin zulmü başlar, Geceden tek isteğim düşümde seni görmek Oysa ne uyku ne düş, ne düşümde sen varsın, Gördüğüm sensiz her düş, geceme ihanettir. Şikâyetim yok cânım, ben köleyim sevgiye, Ne sevdalar yaşadım, bak, yine ayaktayım. Aşkın da, hicranın da tadını duymaktayım, Acısız aşk istemek, sadece cehalettir... Bazen ’hicran’ da yazar, kader aşkın alnına, Sevgiyi veren Allah, ’sabret’ demişse eğer. Aşkı hazine gibi gömerek yüreğine İsyanı düşünmeden, sabır bir ibadettir Aşk, ne yalnız mutluluk, ne yalnız gözyaşıdır, Hicran, tadı tuzudur ağdalı sevdâların Ve tevekkül, yaşamda oynanan her sahnede Alnındaki yazıya saygıdan ibarettir. Ünal Beşkese |
Çok güzeldi. Gönülden kutluyorum. Sonsuz saygılar... Esen kalın efendim...