YALNIZLIĞIMIN FERMANIDIR HER ŞİİR...Anlamsızlığın tarhındayım… Ah, kiremit kırmızısı kâbuslarım Gecenin sönük ferinde saklıyım Devasa bir sarkaç ve aşkın Gel-gitleri Hüsrana bandığım yaldızlı yalnızlığım Gecenin körü gündüzün izi mi kaldı sanki? Eşref saatinde kalemin Bir şiire dönüştüğüm yalan mı? Şiarı sözcüklerin Elyaf sevinçlerin rüzgârı Kamburumdur hüzün Kanadığım her vakit Ses etmeden yaşamak mı hüner? Gün yüzlü anam geceden firar eder sözcükler Burnu Kaf dağında üç beş imge Saçlarımı uzattığım pencereden El veren bir mısra bazen Körebe oynadığım Salkım saçak varlığımın da kat izi. Debdebelidir sevinçlerim Aza kanaat ettiğimden belki Beli bükülen rüzgârın fısıltısı Gider ta Sağır Sultan’ın kulağına Sultanıydım ben bir zamanlar mutluluğun Neye denk düştüm de soldum aniden? Göğün fermuarı kapalı Şimdi nasıl görürüm ah, nasıl selam veren bulutları? Mavidendir mintanı gecenin Babamın köstekli saati haber verirdi eskiden zamanı: Adı üstünde işte: Mazinin külyutmaz varlığı Kulu kölesi olsam ne ki sevdanın? Öncemle asılıyım Anda saklı kuru sevinç Bir nida ektiğim bir riya kiminde gözlemlediğim Gönlün rüzgârında savrulan heceler Heceledim ömrün pervazında tutuklu Yavru kuşun çırpınışıdır adeta İçimde saklı dışıma nükseden Ayrım gayrım yok madem insanlardan Şaibeli gölgeler mi düşer hep hisseme? Bir bulutum ben bir de umudum Yarınlarda saklıdır arka bahçesi hayatın. Yalnızlığımın fermanıdır her şiir Kopan düğmeleri hüzün hırkamın Hala mı üşür insan Temmuz sıcağında Hanidir gölge eden cihanın Hatırına girdim ben bu savaşa Yaşamakmış meğer adı Adımladığım düşlerde saklıyım işin aslı Bir tebessüm ektiğim Bir şiirin dilemması yürekten seken Her sözcükten aldığım hazzı Değişir miydim sahiden başka şeylere çok öncesinde? |
ilahi renklerle süslenen inanç
kalemin zenginliğinde
sevda yoğurmuş
ömrüne
zamanı adımlayarak atlamadan
yüreğine sağlık...