nisan yağmurları tadında öpüşlerin ıslattı zemheri dudaklarımı…
ben seni tanrısız büyüttüm
her sevişme sonrası imgesel yalnızlığının kıvrımlı dili gibiydim sükunet cigarasını yaktığında vahşetime gebe kalıyordun çünkü öyle istiyordun çıplak gülüşümde son dansının ayak izlerini takip ediyorsun kırılganlığım naif bir teselli gibi dikiliyor karşına sandın ki sen gidince eksik bir yanım yine yanıldın aşkım koyun koyuna kurtlardan uzak tuttuk yalanı yelkovan akrebin sokması ile canlandı o gece teninde nisan yağmurları tadında öpüşlerin ıslattı zemheri dudaklarımı eylülden kalma sararmışlığıma ürpertilerinin kınasını yaktın sandın ki sen gelince düğün bir yanım yine yanıldın aşkım ölümsüzlüğüne yaktığım naatleri okşadın tek tek tek tek terk ettim günahlarında ki yorgun bekleyişlerimi bozkırda kuruyan bir ağaç gibi sarıldın bedenime çiçeklenmek için dallarını ayıp yerlerime iliştirirken yedi cihanda yakana yapışacaklar senden sonra limanlarına sığındığım gök gözlü kadınlar şimdi tevekkül ediyorsun ben kuluna merhamet etsin diye tanrına sandın ki sen söyleyince inanırım yine yanıldın aşkım masum bir feryadın masum bir yalanına ortak arıyorsun aynı sevişgen cümlelerine yakıyorum sandalları yüzüm de sana dair ihanete kurşun döküyorsun gök gözlü dilberlere inat çok kere elemtere fiş diye durup seyrediyorum kendinle kavganı sana benzediğime sövüp geçmiş heveslerimle buluşturuyorum sende ki iki yakamı sandın ki sen sevdim seni dediğinde ben bir daha ağlarım bir tek bunda yanılmadın aşkım… alicengizoyunu (gittin… sen zaten bana gitmek için gelmiştin…) |
teşekkür ederim herbirinize...
alicengizoyunu
alicengiz oyunu tarafından 8/12/2008 2:29:54 AM zamanında düzenlenmiştir.