ÎMÂNŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hikayesi:
Kelam dersinde işlene konulardan birisi de İman-Amel ilişkisidir. Ameller imanın bir parçası mı? Amel işlemeyen ya da işlenmemesi gereken bir ameli işleyen kişinin imanı zedelenir mi? Yani mümin vasfı devam eder mi? Bazı düşünce ekolleri imanı amelin bir parçası sayarken bazıları imanı ve ameli ayrı ayrı değerlendirmiştir. Tarihi süreç içerisinde birçok kahramanı birçok başarıyı görmekteyiz. Nice az toplulukların çok topluluklara galip geldiğine şahit olmaktayız. Burada etkili olan nedir? sorusu zihne doğmaktadır. Bu durumda "kâmil bir imanın varlığı" etkili olmaktadır diye düşünürken bu şiir vücût bulmuş oldu.
Îmân
tasdikun mine’l-can, takrîrun bi’l-lisan …ve amelün bi’l-erkân Îman, yürekte aşk, hayatta imkân … ve surların önünde kalbi fetih aşkıyla çarpan iman yürekli bir insan yaşı doksan ismi Eyüp Sultan Îmân aşkta azim gönülde heyecan …ve bembeyaz bir küheylan üstünde Kartal Bakışlı Fatih Sultan Mehmet Han "Ya ben İstanbul’u alırım. Ya İstanbul beni" diye haykıran. Îmân azimde kararlılık ruhta galeyan …ve dilinde "Lailahe illellah" ile teslimi can kırktan fazla oka hedef olan bir kahraman surların üstünde elinde sancakla Ulubatlı Hasan. Îmân karar da sebat fırtınada liman …ve vücudu amansız bir hastalığa meydan Eyyûb sabrı diye dillere destan Rabbine nidâsı âyet-i Kur’an; “... şüphesiz bu dert beni sarıverdi fakat sensin en Rahîm sensin Rahmân” bir recep |
İman ya vardır ya yoktur görüşü aklıma daha çok yatmakta.
Tebrik ediyorum.
Kaleminize sağlık.