Sen Serzeniş SayHem biz aşkı tanırız, hem de o bizi tanır Sanki biraz kinaye yüklüydü önsözünde Kim bilir, belki haklı belki çok alıngandın. Bir tembih ve temenni içeren son sözünde “ Duygusuzlar “ bahsinde kalkıp bizi de andın. Anlat ki anlayalım, say ki hiç tanımadık Yaşayıp şükrettiğin hamd ü senâyı anlat. Anlat ki anlayalım, doğsun şu fecr-i sâdık İç âleme hükmeden derin mânayı anlat. Elbette sizler gibi gece ve sabahında Ayrı ayrı lezzetler tadıp, yaşayamadık. Elbette sizler gibi gönül karargâhında Günlük nikâhlar kıyıp, günlük boşayamadık. Haklısın! Sizin gibi o müstesna duyguyu Züleyhâ mektebinde okumadık, suçluyuz! Haklısın! Tek mâşuka hırka olan örgüyü İfrit kirpikleriyle dokumadık, suçluyuz! Yıkıldık! Ki cânanın bakışının neminde Bebek gibi sürünüp bebek gibi yıkıldık. Yakıldık! Ki Yunus’un hem olgunluk deminde Hem Şems’in Mevlânâ’ya nazarında yakıldık! Sanma biz, gömlekleri arkadan yırtanlara Zindan küflüdür deyip tereddütsüz râm olduk! Sanma biz, et peşinde dolaşan sırtlanlara Gecenin kuytusunda teslim ve ikram olduk! Sonra biz, üfleyerek Nemrud’ un ateşine Dumanı İbrahim’e değdirenden olmadık. Sonra biz, takılıp da sahte Leylâ peşine Leylâ’ların boynunu eğdirenden olmadık. Hatta biz, Tac Mahal’in büyüsüne kanıp da Gönül kıblegâhını duvara döndürmedik. Hatta biz, tacın tahtın sihrine aldanıp da Muma secde ederek güneşi söndürmedik. Asla biz, ne elestte ne yârin huzurunda Yaptığı akidlerden cayanları sevmedik. Asla biz, kaybolup da benliğin gururunda Rüzgârla cilveleşip kayanları sevmedik. Elbet biz, elif gibi dikleşip melânete İhlâsın öz sihrine ömür boyu vav olduk. Elbet biz, teslim olup en ulvî asâlete Ecri bekâda saklı her müjdeye tav olduk. Doğrusu, aşk dilini inkılâba uğratıp Harflerin mahrecini bozanlar biz değiliz. Kalplaştırıp kalpleri sonra taklalar atıp Anlık zevkler peşinde tozanlar biz değiliz. Velhâsıl, sızlanmadık; düşmedik dilden dile Ne kırıttık zamana, ne zamanı anladık. Hatta kor ateşlere döşeği sersek bile Bize bizi ağlatıp, bizi bizle ağladık. Say ki biz, ehl-i Kehf’iz; en âsi çocuklarız Bu yüzden ne kutsadık, ne diz çöküp el aldık Say ki biz, asrınıza ucûbe konuklarız Hulâsa, biraz ilkel biraz çağdışı kaldık!.. Oflu Mehmet Emin Türkyılmaz ( Not: Her sitede adımın ve şiirlerimin olmasını istemediğim için; yazılı izin alınmaksızın şiirlerimin tek tek ya da blok olarak kendi kayıt ettiğim sitelerin dışında yayımlanmasına izin vermiyorum.) |