Bir günebakan öyküsü...
" Kış Güneşi" acımasız,
bilir nasıl arandığını, nasıl beklendiğini, ne kadar özlendiğini… kurnazdır, çıkmaz inadına, daha gereksinilmek daha beklenmek… kimi zaman kırılır inadı, çıkar çıkmasına da.. asla cömert değildir salmaz sıcaklığını, bir görünür bir gider, deli eder... gözlerinde donar gülümseyişin zorlanmaz bahaneden yana; o anda oralardan geçen, kalmayı hiç düşünmeyen… sıradan ,masum bir bulut… Kimi zaman daha da ileri gider, ne yapar ne ederse .. bilinmez kandırır bulutu, alıkoyar yolundan çözemezsiniz gücünü kullanır cazibesini -güne bakan haksız mı?- büyütür büyütür bulutu değiştiriverir rengini... "Güneş" bekleyen yollara hızla indirir. Önce tehdit vardır,korkutur, Umudu kırılır,gözleri dolar Yüreği ağzına gelir "doğa"nın bazen,şakacıdır, bırakır bulutu rüzgara, gitsin yoluna... acımasızdır kimi zaman özleyen, bekleyen,düşleyen yüreğe boşaltıverir yaşlarını, ne kadar varsa oralarda hepsini... ıslanır,kahrolur çiçeği ayrı ağlar,ağacı ayrı, dalları başka kırılır yaprağı başka dökülür… Artık daha da emindir, nasıl bekleneceğinden, zafer sarhoşluğu ne de güzeldir… görünmeden izler bir süre, ıslanmış,üşümüş, ama geleceğinden emin sabırla bekleyen "doğa"yı... vardır elbet bir bildiği.. zor değil çözmek sırrını: “kış güneşi, yaz güneşinin kendisi” Öç alıyor olmalı Cömertçe ısıtırken gölgeye kaçanlardan… gerçekte bir oyundur bu taraflar emindir ki; olmadan biri ol-a-maz “diğeri” aylin-K |
ayçiçeği misali ibadetim
sevgimize dönerdim..
güzel bir çalışma...sevgiler...tebrikler...