Nihâved Makamı Çalıyor Yüreğimin Sesivakit . . . erken. . . gitmeye hastane odaları soğuk üşürüm yalnızlığına ya kapanırsa gözlerim toprağın rüzgârına ah kalbim af dergâhı sana adam sere serpe yağmur çisilesin omuzlarıma ıslatsın sırılsıklam belki yarını göremem kaç aşk dolmuştur gözyaşıyla her ıslak anıyı utandıran acıyla sus olup daldığın duvara düşler sereceğim koynuma senli öznel sen boşver beni yada boş verilmiştim çoktan iklimler gelip geçici, mesle bu değil " aşk " yara dediğin hikayesi kadar mı? sen tabiatı olan aşkı düşür diline kafesteki kuşların yüreğine söyle notaları kırlangıç sürülerini çiz göğün tuvaline unutma gözleri acı bakan tüm yanlarım közlenmiş yanık kokusu, gücün yeterse bakmaya, sen yüreğin yatağına koy elimi anlarsın firdevsi sevginin çocuk hâlini vakit ölü umuda tutma acıyla kavrulmuş sesimi uçurumun karanlığına düşür bütün harfleri sen yine bir umut iliştir karanlığın dibine içimin ağrısız bir yarını bekliyor olacak gözlerimin devrildiği uzaklara irin acılar mor bir rüzgarla dokunur göğsüne buğulu bir pencere camında umutsuz şiirlere dalarsın yitik bir hayatın silik akıntısına gözlerime veremediğin sevdayı bir anda çıldırasıya ateşlenir tütün ucu yanığında bir sual koy omzunun en keskin nöbetine her anıyı sakla aynı göğün iklimine üşüyorsun farkındayım kollarını kavuşturuyorsun anıların gölgesinde kolay olmayan anlamsızlıklar kırıyor dalları kalbin duruşuna dökülüyor sımsıkı sarılmaya devam ediyorsun gölgemin acı sesine... artık üşüme, sardım yüreğini bağışlarsan kendini bir gün o zaman benim küllerimi sürersin caddelerde renkli kadınların ellerine aşklar umudun yel değirmenlerinde söker solumayı bir kaç anı en masum yerinde buluruz bizi "seni sevdim adam" hep duyacaksın sesimi her gün kalbinin orta yerinden öpeceğim seni Gizem |
Çok beğendim
Kutluyorum