Hüzün Akşamı
Yürüyorum nazlı ve sadık bir İstanbul akşamında,
Yürüyorum şehir yanlızlığımı alnıma mıhlamakta. Kaç mevsimden geçti kervan yüklü gözlerim, Kaç iklimden düştü. Yürüyorum ayağıma çelme takıyor tozlar, Yüküm ağır sırtımda uykusu kaçmış bir bahar. Geçiyor yanımdan beyaz atlarında Kızılca kıyametler koparmaya giden Korkusuz ve gaddar süvarileri karanlıkların Bakıyor ardından çocukluğumdan miras korkusuzluklarım, Kırıp kapağını içimdeki kilitli sandıkların. Sessizliğime ses ol kımıldamayan, Sabit duran gövdesi kalın, Başı göğü delen heybetli çınar. Yürüyorum aklım yorgunluğuma dolanmış Gölgemle kavga ediyor hatıralar. Söndürün ışıklarını; Kalsın karanlıkta bu gece koca şehir, Yürüyorum ruhum bedenime esir. Yürüyorum içim üşüyor, Her adımda ayrı bir ürperme. Yürüyorum şehir üşüyor, Üzerinde incecik tülden gökkubbe. Hüzün yığınları içimde, Hüznüm İstanbul içinde. Yürüyorum denizin her tonu avuçlarımın içinde. Ey İstanbul ne kadar alıngan ve dalgınsın, Bırak yakamı etimden bir parça da kadere kalsın... |
İstanbul ve hüzün duygularda güzel buluşmuş.
Çok güzeldi şiir. Kutlarım sizi. Yüreğinize sağlık.
Selamlar.