kader yolu...ben ırmakların sesine gidiyorum söyleşecek kimse olmayacak bir ev yapacağım sazlardan o uzak yoldan, o eski dünyaya selam size diyeceğim. ey gökler, ey vadiler ey zühre’nin aydınlatan pusulası yolumu kaybedersem eğer üzülmem hiç kaybolmaya değer. algımıdır, İlahi kader mi rebap nağmesinde, aykaçın sesinde buluğ çağının ötesinde yeryüzü efsanelerinin zaman ırmağında bir dağ yolu var düşümden daha yeşil alışılagelmiş bir şey değil birisi olsaydı düşündüğümü düşünecek benle birlikte zavahiri görecek çözerdik belkide varlığın başlangıcını. oh ne güzel kimsesizim, kimsesiz bütün gücümle bağırdım doyasıya içimde hiç ses kalmadı bitap düştüğüme bakmayın mest olmuş haldeyim. altın rengine bulanırken akşam ürktüğüm doğrudur göklerden ben şüpheli bir gelgit ten bahsediyorum ırağın kadim sınırlarından kabına sığmayan feraset gereksinimli bir aşk kadar dalgın zaman çizgisinde oylumun başlangıcı ağaçlar renk değiştirirken nasılda şıvgın. tutkunun yayılmasında dalga dalga yayılıyor sürtüntüler kaygan bir esintide yürüdüm şebnemlerin çıvgın kokusunda düşünceler ağırlaştırdı başımı söyleşecek bir şey yok kimseyle aramızda ufukların zirvesi ne kadar mağrur ışık yeniden yükseliyor reyhan ovasında. Mustafa Yaman 04 nisan 2021 |