İlk Şair
elinde menfez çubuklarıyla gelmiştin...çocuklar var dedin...hepsi ölü...zamana hükmeden görünmez bir eldi de...biz mi zamandık yoksa zaman mı bizdik...her halikarda dönüyorduk ...sular bile sararmıştı...aynı yerde sayıyoruz derken...bir temvildi görüp görebildiğimiz...ne handikap öncesiydik...ne sonrası...kutsal kitaplar bir bir iniyordu arşimetten...sen yine yoktun...ne öncesi gelmştin...ne sonrası...ne çok ölüydük...ne çok sessizdik...korkardık göklerden...ne hikmet onlarda yoktu...yanı birtanem...senin kadar aziz bir gölgeydik...fırlatıldığımız yerkabuğu değildi de affedilmiş sulardı...zaman nakşibendileri efendilerini emrindeyken...ne çok yitip gitmiştiniz...şimdi sessizlik iniyordu...biraz mor...biraz yeşil...hengameler basıyordu dört bir yanıda...kavli karar ediyorduk...yine aynı şarkıyı söylüyordun...ne şiir kadar...ne şiirsiz...teker teker toplandık bir tanem...o gün sessizliğin şiirlerini yazdık...en az senin kadar korktuk bir tanem...şimdi duymuyorduk artık...ne çok konuşurmuş ölüler...teker teker dinliyordun...bu ne sabırdı...tek başıma nası varabilirdim ki...dedin olur...son suyumu o gün içtim bir tanem...sonrası derin bir sarsılıştı...resimlerimi yırttılar yavrum...olsun dedin...olsun...artık şiirsiz ve ölüyüm...bu kadar mı sessiz ölünür...bu kadar yalnız mıyım...bütün localar isyan etti...lime limeydim artık...
ne çok severdin...ne çok affederdin...solmasın derdin kebirler...de...biz mi sessizdik...yoksa öüm mü...bilemedim bir tanem...şimdi görebildiğim kadarıyla tanrı inatla yaratmaya devam ediyordu...taassup emrinde...münferit emrinde...arşimetler vaiz...nasıl derken bir kez daha ölüyordun...temvile çağrılmamıştın üstelik...kulağimizda tanrının dinlediği müzikler vardı... yoklukta geçen neydi diye sorma bana...biz değildik...fetuslar...embiriyolar...ceninler...bir bir nasihat ediyordun...beni unutmayın der gibiydi...duyduğum sankiritçe mi bilmiyorum...ve tanrı çocuklarını bir bir ışınlarken döl yatağına...onlar sevişiyordu...ne çok savaştınız...ne çok yer fetettiniz...perdeler çekiliyordu birer birer...artık ne maviyiz...ne hicap...kuşları saldın birer birer...sana bir sır demiştin...kuşların aslinda gagasız olduğunu söylemştin...ve aslında kanatsız oldugunu...sonra fısıldamştın...o ben de kalsın bitanem... kainatı yaratırken yalnızdın...nedimeler yoktu...cenevirler yoktu...üstü açık temvirler gördük...adsız handikaplar...ne uzaktın bize ne yakın...yaz diyordun korkma yaz...ne çok adın vardı...esemelerin...ne ibraniceydi...ne fars...yeryüzü uyuyordu yavaşça...şiir yazmaya devam ediyordu...ne çok sözdük...ne çok harf...gitmek istemediğim halde git diyordun...beni diriltirken sarıp sarmalıyordun müneccimlere...iniyordum usulca makamından... şimdi söyle diyordun...sadece dinle ...ölümsüzlük kadar biçareydik...yine aynı şey başlıyordu...mor kaftanlılar...cübbeliler geçiyordu...ne ölü ne diri...neydi bizi korkutan...değil diyordun...h,ç bir şey göründüğü gibi değil... son mektubumu o gün yazdım birtanem...hiç açmadın hiç okumadın...ilk şairin ellerinde sadece sıramı bekliyordum... aynen öyle...AnarZalem...21.33 |