Üzüm çekirdeğine yolculuk
Gök kuşağından
bir boy büyük bir alemin temel taşlarına saklanmış bir terk i diyarın sesine şiir yazmak olsa olsa şairliğin kalbur üstü vatandaşlarına ait olsa gerek çünkü ne vakit bir dünya düzeni bozulsa arayıp bulurdunuz onlar her şeyden habersiz dinlerinin hazzı eşsiz melek renklerine dönüşürken biz duymaya çalışırdık ağlardı çoğu zaman anneleriniz bir baba kalbine ne basar bilmeden işsiz ve yurtsuz düşülürdü o vakit toprak nemini de tavını da saklardı hissetmesin diye hadi şimdi siz şair değilsiniz biz de vazgeçtik peki... tok olmak nasıl bi duygudur demek neden ayıp olsun ki sofrada bir anne bir baba bir çocuk bir açlık şiir nasıl karın doyurur diye sorar baba bir çocuk bildiği bütün cevapları alıp küçücük bir şiir ezberler kızarlar sonra kovulurlar bütün şiirlerini almadan gitmez o ısrarla sokağın başında bekler gelip geçenler bir insanın nasıl çocuk kalmak için şiir yazdığını hiçe sayıp otururlar akşam yemeğine sonra çaylar içilir sıcacık odanın oyunlarına dalarlar büyüklerin odalarına çekilme vakti geldiğinde sokakta bir şiir hala ezberlenmeye çalışılmaktadır inatla inanarak işte o gece orda ki şiirin başına gelenler bir daha hiç unutulmadı (ve koşarak tuttular ellerinden) koca bir şehir şiir hayaletlerine bakakaldılar herkes geçip giderken çekildiler şiirin yüreğine ilk defa sıcak bir yerde huzurla uyurken bir şiir ellerine bilmediği en yeni satırları hızla yazıyordu uyandığında bir güneşi bir pembe dantelli elbisesi kırmızı yılan derisi pabuçları olacaktı babası bakkal defterine yazılmış şiirleri okurken anne hala bir bebeğin yasını tutmaktadır ve bağ bozumunun şiir çocukları öldüklerinin farkında olmadan hala oynarlar aynı şehirde aynı şiir de AnarZalem Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcisine aittir |