Ah Ulan Çakı
Kavaklar bol o sıralar başkentte
yelleri hep de bizim başımızda mı eser ki ne... Yüreğimiz hop hop eder durur kızlara onlarınki de bize gözlerden kalbe giden yollar o tarihlerde tek şeritli olsa da boş kalmıyor kollar slogan belli sarıl bana sarılayım sana yeter ki darılma... Cumartesi öğle saatleri buluşma yerimiz belli Kızılay Postanesi bizden önce ağaç olanların heykellerini dikmişler anıt niyetine diye düşünürken bir de baktık aaaaa! adamlar heykel değilmiş hareket ediyorlar... Tam birileri sulamaya başlayacaktı ki bizi damlayıverdi uzatmalı sevgili yanaktan bir hafif öpücük dudağa daha bir dolu zaman var o sonra ki iş... Ufacık bir kafe gençlerle dolu kiminin elinde kiminin belinde kolu biz de kaykıldık bir masaya yer kalmadı gönülde tasaya... Ölümsüzleştirmemiz lazım aşkımızı keşke bir çakı olsaydı cebimde ufak bir kalp içine baş harflerimiz çıkardı düzlüğe aşkımız tertemiz... Ah ulan çakı kemancı da çalmadı bir şarkı senin yüzünden yandı bitti kül oldu aşkımız... |
Vecize dayalı dizelerle harika bir şiir okudum sabah sabah.
Çok beğendim gerçekten, ellerinize ve yüreğinize sağlık Efendim.