1
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
10470
Okunma
Gecenin en karanlık saatlerinde,
Ömrünü tamamlamaya az kaldığını bilmenin korkusuyla
Titreyen mum ışığı üşümekte ölüm korkusuyla benimle birlikte
Neşet baba eşliğinde demlenmekte yarım kalmış hayaller
Tütünüm alevlerle her buluşmasında can bulmakta,
Ve tütünüm her can bulduğunda gözlerim uzaklara dalmakta
Ta ki tütünüm ciğerlerime son kez ağrı saplayıncaya dek
Ciğerlerimde dönüp duran yalnızca dumanlar olsaydı keşke
Lakin can kırıkları batmakta her nefeste
Düşe kalka geldim bu yaşa ,
Yalan dünyanın büyüsüne kapıla kapıla
Bir bu kadar daha yaşar mıyım bilemem
Fakat ölmek istemem,
Bu genç yaşımda beni hayata küstürenlerden almadan intikamımı
Ve ölmek istemem huzur adı verilen o hissiyatı hissetmeden
Biliyorum her ölüm erkendir ve sıra herkese elbet gelecektir
İstemem öldüğümde tek bir kişi dahi arkamdan gözyaşı akıtsın
Türküler söylensin ardımdan, en çok da Neşet babadan isterim
Yalnız o anlar halimden bilirim
Kimseyi üzmesin isterim ölüm haberim
Ve kimse iyi bilirdik, iyi insandı yalanlarını söylemesin ardımdan
Eğer görmediyse ben hala nefes alırken acılarımı
Lakin ben saklamayı, gizlemeyi iyi bilirim canımın acısını
Her aklıma geldiğinde canımın kırılmışlıkları,
Zihnimde dolanır durur Ahmet Kaya’nın nereden bileceksiniz parçası
Bilmesin sevdiklerim, bilmesin anam, bilmesin kardeşlerim, bilmesin yarim
Onlar üzülürse ben bir defa daha can veririm,
Sahi, bir insan kaç kere ölümü tadabilir?
Ahmet Aytaç
5.0
100% (4)