Hatıraların tutsağında
Uzun bekleyişlerimiz olurdu
rötar yapan trenler gibi sabırsızca beklerdik tekrar tekrar buluşmayı kısa yaz gecelerinde yıldızları gözlerdik evlerimizin avlularından bir çay sıcaklığında başlardı, konuşmalarımız ordan burdan bakışlarımız çok şeyler söylerdi o anda susar bakışırdık zamanın katarında tren vagonları gibi ağır ağır zamanı yaşardık oysa zaman bizi dinlemezdi kendi mecrasında yolunu alırdı o zamanlarda birikirdi hatıralar buruk, sessiz yolun sonunda uzak şehirlerin uzak ikliminde aynı hatıraların tutsağındayız... |