TANRIM!!!
Hasretimi yaktım bu gece
Ateşinde ısınıyorum Yinede titremekte bedenim Ve yinede aramakta sıcak tenini nefesim Tanrım Tanrım ne olur al bu canı Esir duyguların pençesinden Kurtar beni bir zalimin gönül kafesinden Ve eskisi gibi hür bırak gözlerimi Yine dinlesin birileri bitmemiş cümlelerimi Duysun feryatlarımı Mecnun olmaya aday yüzlercesi Ve olsun çığlıklarım nice ayrılıkların güvencesi Artık ne böyle sevmek olsun yeryüzünde Ne de aydınlanmamış yıldız kalsın gökyüzünde Vursun güneşin gece rengi ay kurusu tenlere Ve esir düşmesin artık nice yürekler simsiyah gözlere Ayrılığın kitabı yakılsın gönül ateşlerinde Ve yazılsın aşkın ciltleri gönüllerde Cellat vursun ayrılığın başını Ve kimse kaldırmasın ibretlik naşını Aksın nice insanların kanını emen yılanın kanı Ve artık anlasın niceleri nicelerine olanı Uçuşsun sevda güvercinleri gökyüzünde Ve bulsun herkes kendini sevda ülkesinde Kalmasın kimsenin gölgesi başkasının gölgesinde Ve dönsün dursun yalan o ufacık hücresinde Çoğalsın aşkın sancağı sevda ülkelerinde Askerleri de çoğalsın tüm gönüllerde Dalgalansın gururun bayrağı alında Vursunlar prangaya umutsuzluğu sevda meydanlarında Ya tükensin günleri umarsız düş ülkelerinin Ya da belli olsun çizgileri kaderlerinin Kırılsın dillere vurulan prangalar Ve alkış tutsun aşka tutkun olanlar Kurulsun sevda meclisi zalimlere ölüm desin Ve güneş tenli yiğitler o zalimleri zincirlesin Ufalansın gökyüzünde ayrılık taşıyan kuşların kanatları Sevmeği bilmeyenlerin kaskatı olsun bakışları Anlamasın kimse onların dilinden Sürgün yesinler kendi ülkelerinden Dolaşsın bedenleri Pir sultanlar misali dünyada Yankılansın feryatları nice ağıtlarda Pusatlansın gönüllere sevda zırhları Konuşsun meclisin tertemiz aşıkları Kadehleri vursun sevenler birbirine Umutları yeşersin hasret türkülerinde Tanrım Tanrım ne olur duy sesimi Kırma sana şevkle haykıran hevesimi Bükme umutlarımın dalını yere doğru Uzanmışken kollarım ve sığınmışken yüreğim Kaskatı olsun gözlerim ve dursun nefesim… Ve gelsin Azrail canımı almaya … |