Sürek II
Sürek II
sonra; kendini hapsetti içime zindan gözlerimin ışığını karanlığına kapatıp... suskun çığlığın kızıllaşmış ufkunda etrafını süsleyen o uzak nevbahar şoför kırması cümleleri tavana asıp hazinedir sahipsiz sokak duvarları özgürlük; yalçın dağlar gibi dimdik takılmış göğsüne gül, karanfil yakası... sevgilisi raks eder göz yamacında parmakta kehribar tespihi dünya günü güne çeviren güvercin uçar gök yüzü siparişi gökkuşağı telleri keder; uçsuz bucaksız açlık dünyevi dünya bir avuç, avuçlarda tutsak... ranza yenilenmiş parmaklık boyalı eskidikçe yeniler, üstleri tabaklanır şeytan üçgeninde kayıp kara kutu baş eğip geçip karanlık dehlizinden türkü ki; çınlar zindanların duvarı görünmez mezar içinde mezarları... Nuh’un gemisi karaya oturmuşken Yusuf kuyudan çıktı İsa göğe çekildi Ademden önce cennetten kovulan Rüzgâr giyinmiş bu toprağın çocukları Ahmet Coşkun |