GİZEMİN SOLUK RENGİ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yalnızlığın bir düş olduğu mu yoksa düşlerin daha düşmezken yakasından yalnızlık, izafi bir mutluluk mu dilemması ömrün ve direktifi kaderin elbet önüne geçmek ne mümkün ve işte düşler yalnızlığa taziyelerini sunuyor ve tutulan nutkuna mutluluğun şiirler yağıyor gecenin gözünden düşen her sözcüğe ve imgeye takılı iken yüreği mevsimin ve sahipsizliğine özeniyor şehrin en çok da yalnızlık kalabalık acılara denk düşerken… Vücut bulan bir dilekse Basireti b/ağlanan sözcüklerin kümelendiği O beyaz bulut: Hani gecenin ve şafağın aldatısı iken umut Kayrasında mevsimin Bir sürrealist hece iken aşka da hükmeden kalem ve şair. Hükmedilen mi olmalıydı yoksa? Kalemin sedef gölgesinde saklı bir inilti Belki de bir ileti idi şiirin çektiği o resim Ve sahipsiz kalan gölgesinde kalemin Zemine serilen sırlar ve yaşlar Kürediği mevsimin illet misafirliği Ne yaz ne de kıştı dilediği Direnç gösteren bir sır Belki badireler atlatan ömür İşte tırnaklarıyla kazıdığı yolda En çok da yoldan çıkmamak adına. Sığındığı bir gölge Kalemin rüyalarına dahi eşlik ettiği Bir mecra ki Tutuşan eteklerinde yıldızların ve yalnızlığın Kıblesine âşık bir fani Titreyen ellerinde kalemin Bir dua gibi içinde saklı Her sözcükse ayrı bir rüyaydı Kekremsi acılardan ördüğü bir cennet Görünenden de öte. İkaz lambaları sönmüştü ömrün Her vedadan firar eden Acıların bahşettiği bir gizemde Sökün eden bunca duygu ve kelime Eşleşen yüreğin de meali idi elbet. Kapıp koyuverdiği bir çığlık kadar Şahsına münhasır Yerin göğün de dinletisi Kopan yüreğinden gizemin En soluk rengi bahşedilen Ruhunda katıksız eziyet ve esaret saklı üstelik Kaybolacak şafağın da şakağına dayalı hüzün Rengi bitkin ve yitik bir tebessüm Örüntüsü ne aşk ne özlem Ölüveren umuda binaen Dokunulası bir ufkun çağrısı Ne melankoli ne de baş ağrısı Gecenin indinde delinen bir gökyüzü Derviş kuşların kanat sesinde Delen yüreği vebali de boynuna bilinmezin. |