Mahallenin Velisi
Deli Veli^
Aklını yitirmiş dediler bir adamdı, Akli dengesi mi bozulmuş, Mecnun mu olmuş? İmamdım köyün birinde, Yolda belde, tarlada serinde Alaca karanlıkta gecenin birinde Karşılaşırdım ikide birde Coşkun ne gezersin bu saate? Davranışları aşırı ve taşkın olan Çılgın anlamı vardı adında. Cevap vermezdi ileri geri sallanıp Beklerken yerde, aklı kadında. Gören bizi sanır deli, konuşuruz Usludan yeğdir akıllıdır delimiz Bu öfken kime, desene neye nelere, Diş biler sürekli bilinmeyenlere Namluda çıkacak fişek, yayda ok Söylenirken kaçar bazen dilinden -Ben delinin biriyim, -Ateşe girerim, severim Boynunu kırar gebertirim ... Delisi olmak derler ya, nerdeyse her sabah yolumda Coşkun Konuşurken akıllıdır, bazen uçarıdır Deli deli akar lafıda bura bura tıkar Konuşmaz hiç, suskun, kimseyle Elindedir heybe gibi eyer gibi kese Görünce yolda önce utanır edeple Sonra açılır geveze de denmez söze ... Allah için tutmak isterim elinden Lakin saklıyorum çomağı deliden Herkesi bilir anladım, köyde tanır Acırım, derler deli deliden hoşlanır İki kişi var hep kızar onlara okur Taş atsan delime ucu bana dokunur Dedim Coşkun kimin kızı güzel, Doldu bir anda çağladı, Hıçkırığa bağladı. Ne oldu anlamadım, Sessizce sükut etti, dağladı. İkrar dedi iftira dedi yine ağladı. Deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış, Nefes aldı açtı, durdu konuşmaya Deliye döndü başladı anlatmaya - Hoca, Hocam bana her gün bayram Dediler ardımdan kapıyı çalmış Ne edep bırakmış ne haya, kaçmış Yapmadım, iftira tuzak kurdular Girdiğim kapıda olan iki duldular Bir kadın ölmüşmüş bana buldular Geldi cenderme kelepçe vurdular Bana da demediler hakime sordular Bir anamdan bir bende konuştular Çıkardılar Mahkemeye Ey hakim derler deli adımı severim Adım Coşkun, sokaklarda gezerim Girdim eve amma oraya çağırdı Kadin iki idi biri kör biri sağırdı Yemek kabı vardı, elinde tencere Rüzgar esiyordu, açıktı pencere Bir kişi çıktı dışarı atladı camdan Tencere düştü yere sağır kadından Kör olan kapı önünde yatıyor Ses yok da nefes feryat figan Aradılar orman bekçisi aldı beni Dediler yakaladık, yırttılar yeni Diyemedim, ablam çağırdı diye Dövdüler beni taş, sopa niye Açtım gözümü sarılı idi kel kafam Kaybettim sanki, gelmiyor irfan Ne zama buraya geldim gözüm açık İlaçla uyuttular hep şuurum kaçık Hatırlıyom adamı, kaçıyor camdan Keser vardı elinde, kanıyor sapından Hayal geliyor arada, yok hafızam Çok dövdüler sanki korkar oldum Düzelmedi bendeki, saçları yoldum Çıktım revirinden düşürdüler yola Düşmesin diye girdiler iki kola Böyle oldu adımdaki deli Karar ver, demeli mi, gülüp geçmeli mi? Şimdi bana ceza ver kalayım içerde Yoksa yakacam köyü, yangın içerde ... Karar vermiş hakim bırakmış salmış Coşkun köyde, aklı da orda kalmış Biraz eksik geldi, gittiğinden farklı Duruşu bakışı değişik yandan çarklı Ne yapsalar düzelmedi bizim deli Çok özledim Coşkun, görmeyeli .... Dediler bir gün girmiş içeri Camdan kaçanı görmüş firari. Koşmuş ardında yetişmiş bari Yakalamış da kalmamış mecali Zorlamış bunu adam, kurtulmuş Kaçarken atmış cingi taşı vurmuş Tam kafasına değmiş attığı taş Delinin taşı ilk defa yarmış baş Yine gitmiş hakime; demiş söyle Anlatmış hepsini, oldu böyle böyle Hakim istemiş doktor raporlu kağıt Gelmiş hemen vermiş olumlu kanaat Aslı ordan gelirmiş deli olmuş veli Artık kağıdı var olmuş tescilli Artık deli veli, evliyadır kendisi ... |