Kör Olmuş GözlerŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Alaca bulaca azıcık bir karmaşa ve karanlık şafağa...
Geceleyin uyanır bu şehirde kuşlar O vakit ağlar bütün bulutlar Ve karanlık örter tüm pislikleri Cehennem yazılır duvar ortalarına Altından ateş düşer Ve aşk geceleyin eser bu şehirde Dilinde lal olmuş kelime yüzünde belirsiz bir iz Sisli bir ovadan kalma üç beş kişilik nöbet Beklenmeli mahşer geceleri yaylalarda ki o renk Aman tanrım kifayetsiz bir yokluk Kelimesizlik yetişir ardında Cama dokunsan buz Suya dokunsan delirmek üzere bir ırmak Ve gözler bu nöbet yerinde Kör olmuş gözler Seyret ölüm geçer Düzensizlik yazılıyor her defasında Yıllar yılı geçecek olsa da esir olmuş tüm kaygılar Bu yağan kırlangıç yağmurunda Solar bütün çiçekler Seyret kör oluş gözler Toprak altından neler gelir neler geçer Kan gölü çiçek tarlası ve insan yanılgısı Hepsi toprak hepsi alçak Ve gökyüzünde parlayan alacalı bir şafak Falcının kehaneti Elimde kalan tek şeyse kahve fincanının kefareti Ve esareti kalabalık içinde kalmış nazar pıhtısı Yaşamaya düşmüş ağır sancılı örümcek ağı Bakın kör olmuş gözler İnsanlar kimsesizlik adında şafakları gizler Kelimeler yazılır Ardında ölümler Ve ardındaki sırada toprağa ekilmiş solmuş çiçekler |