Kesik
Kesik
kayalara çarpıp düştüğüm dikenlerle haşır neşirliğim ve çığlık çığlığa bağırdığım çok çiçek demetlemiştim o dağ eteklerinde çiğ zamanlar bir sevgilim bile olmuştu körpe çağda dağ ceylanı aşkın gülüşünü gördüm pamuk ağırlığının demiri erittiği körükte vermezdi amanlar susuzluktan kar yuttuğum açlıktan geven kemirdiğim güneşin tenimi kemirttiği herkesin sevdalandığı o gül gülistanda tüterdi dumanlar gül kokularla gül yaprağa sarıp göğsümde taşıdığım efkarlı günlerimin dermanı cebimde eskiyip solan bir mendil buğusu çalardı kemanlar sevda çeşmesinin suyu kesik sevda bulur kendine bir eksik iki de birdir bir ikidir o ’içre’ benden sonraydı Kerem Aslı Leyla Mecnun ağlardı sevdalar beni gül ağacının dalına as sen acılarlar tutacaksan yas sen hint kumaşı ben makas kesildik biçildik iğne iplik tutmadı söküldük çıplaktı dağlar Ahmet Coşkun |