Duyma! Görme! Bilme!Bir ses mırıldanıyordu içimde öyle ki , kulakları tıkamak istiyor insan bu gürültüden , Bu ,kuru bir gürültü değil , rüzgarın esiş nağmesi gibi kulağa hoş gelen , kalbimin her odasına ayrı ayrı çarpıp gelen bir hoş seda , Öyle ki canıma can katan kelimeler birikiyordu özümde İçimin odaları senle doluyordu , Uykuda , uykusuz , uykudan uyanışta , uykuyla buluşuşta Her dakikası canla doluyordu , Bir boşluk kalmadı kalbimde , her yanını dolduran sen... Ilık bir rüzgarın nefesini hissediyorum Bu gürültü kuru bir gürültü değil , içimden konuşuyorum seninle , Sana sözsüz şiirler yazmak istiyorum, kelimelerle de işim olmasın, onlar da kuru gürültü kalıyor mevzu sen olunca , Ilık nefesi var rüzgarın içimde , bana sözsüz kelimeler söyle , Hani hâl lisanı demiştin, çok mu gevezelik etmiştim Sesimi sedamı kesip , içimde mi yaşayayım bu depremi Enkaz altında mı kalayım muhabbetin gücüyle Sana kâfiyesiz kelimeler mi biriktireyim sözleri saklayayım , sen görme , sen duyma , sen bilme .. Ne düşündüğün öyle bir gizem ki Varlığım o noktada eriyor , mum alevi gibi titrek varlığım... Yağan karların arasından çıkıp bir merhabayı , bir selamı beklemekle ömrümün sayfalarini koparıyorum defterimden , Ama kızmıyorum , sende her şey güzel , sana her şey yakışıyor . Yokluğun bile asil , en süslü cümlelerimi aciz bırakıyor . Bunları da sen duyma , görme , bilme .... 07:43 /10 Aralık Perşembe 2020 |