KRALIN SOYTARISI
Dolu dizgin yaşanmış,
Kulpu kırık bir hayat! Hoyratça sevmelerden yorgun bedeninde... Can çekişen kuş misali,çırpınan bir yürekle.. Elleri başına destek,oturmuş esefle... Düşünceliydi yine Kralın Soytarısı... Çömelip baktım... Sıktı kuvvetle... Ve haykırdı hiddetle: "Anla artk Azizim!, Hayat sana ne sunduysa, Perdede o oynar! Başrol olsan ne çıkar? İllaki söner ışıklar!... Bir bakmışsın herkes güler! Ve sonra herkes ağlar! Alkış kesilir... Şaşaa biter! Herkes yurduna koşar... Deli yağmurdan kaçar.. Bir başına kalırsın..." İç çekerek hıçkırdı.. Göz yaşına sarıldı... Belki şevkatime sığındı.. Ve sonra dedi ki: "Kralın soytarısı da kendi derdine yanar!" Dudaklarında beliren kısık bir tebessümle.. Devam etti dalga geçer bir dille: "İşte söner ışıklar demişti ya... O Allahsız ışıklar ki, onlar var ya!!! Her köşe başında... Bir meyhane dibinde.. Veyahut bir çingene damında... Bir bakmışsın bir evin avlusunda... Umarsızca göz kırpar!" "Bitti" dedi ve gitti usulca... Benden buraya kadar!!! |