DüğünBir konvoy ki; Toz duman içinde; Onlarca skoda, taksi, minibüs Motosiklet İçimdeki ses isyan bayrağı açıyor Gürültü kirliliğine Mahşere kadar sürecek değil ya Sabret! Korna, klaksiyon, düdük, davul, zurna Bir insan kulağının dayanabileceği kadar Şamata-gamata Klarnet, gırna, gırnata Bıyığı terlemiş sarhoş oğlanlar Karşılama oynayarak pür neşe Kesiyor yolu dokuz-sekiz Ellerinde telli tavukla Tekirdağ rakısı Birer şişe Davulcu biçare vurur Kasnağına, kasnağına davulun "Kuduuuur! Kuduuuur!" Damat arabasında gelin Mendil-havlu bulma telaşında Biraz da para verilirse İşkence son bulur Damat yelekli smokinli Sanırım otuz beşinde Hafif kömür yanığı top sakal Favoriler çizme gibi duruyor Sakar bir berber kazası olmalı Birisi kısa, biri topal Tüller içinde bir gelin Süzüm süzüm süzülür Yaşlı bir kadın ağlamaklı Çırpına çırpına dövünür - "Ay gitti! Gitti! - Ay gitti!" Gelinin annesi olmalı Bundan eminim. -"Biliyor musun?" dedi; adamın birisi Adamın birisine Sigarası ağzında Kulağımı misafir edip Isınan sohbete Ortamı üçlemişim -"Oğlan aslında Ünzile’yi sevdi -Kız çok da güzeldi -Ama bu çocuğun teskeresini -Bekleyemedi -Subaya kaçtı -Eh! Oğlan da ne yapsın -Ünzile’nin kız kardeşi -Tenzile’ye kucak açtı -Bekâr kalacak değil ya" -"Kız biraz çirkin -Ayıptır söylemesi şaşı bakar -Lakin fena da sayılmaz -Çevik zeki hareketli -Yere düşse bir avuç toprakla kalkar -Çalışkan altın yürekli -On parmağında on hüner -Marifetli -Suratı değirmi buğday benizli -Burnu hokka gibi -Tuh tuh maşallah Nazar değmez inşallah" -"Ama oğlan tarafını perişan ettiler -Dokuz burma bilezik, bir pırlanta -Beyaz eşya -Üçüncü kattan kiralık daire -Daha çok sayacağım ama -Sigortaya yetişmem lazım -İlacımı kestiler" -"Kırk bin yeteleye patladı bu iş -Vesaire vesaiere" -"Bir de hesaplarsan düğün -Ayakbastı parası -Hediye mediye -Damadın babası arkadaşımdır" -"Vallahi azizim -Yazık oldu Hasan Efendiye" -"Çocuk işsiz muallâkta -Kız fabrikada" -"İkisi de bir hamama yakışır desene" -"Evet, bizim bir deyim vardır buralarda" “Lâz, lâz ile Bâs, bâs ile Kel Tavuk Kel horâz ile” (*) -Pek ala olmuş işte Konvoy uzaklaşınca Yeniden koktu Bulvardaki güller Aklıma geldi Eski günler Köyümün şairi İdris Aga sağ olsaydı (**) İki-üç dizeye sığardı sözler “Geç kalırsan menzile, Gider Ünzile, Kalır Tenzile.”(***) “bir elimde kaz Bir elimde hindi” (****) Gelin arabadan indi Ne olacak şimdi C.Çalık (*) Tekirdağ yöresinde söylenen bir deyimdir Bâs uzatılarak okunur zengin anlamındadır Horâz sözcüğünün “roz” olması gereken Son hecesi “râz” olarak uzatılır sanırım eski şairlerin Kafiye zorunluluğundan kaynaklanıyor. Dayler ve Bayler gibi (**) İdriz Ağa yeni Cumhuriyet döneminde yaşamış civarda da Tanınan köyümün şairidir ve ikinci kuşak amcamdır. Yörede şiirleri ezbere bilinir (***) şiire kurgu olan hikaye köyümde yaşanınca İdriz Aga’nın düzenlediği dizeler. (****) Yöremizdeki halk tekerlemesidir. Son iki dizesini etik olmadığı için koyamadım şiire |