Utansın
Yakınlaş yakınlaş öyle uzaklaş
Gölgen büyüdükçe toprak utansın Rüzgârı kamçı yap bulutları aş Kelâma meyilli çırak utansın Ardında kaybolsun sükûtun izi Yıldızlar kapatsın her bir dehlizi Sabah güneşinden sıyır at gizi Ardından titreyen dudak utansın Geriye bakmadan git yavaş yavaş Beyhudedir artık kendinle savaş, Yüzünde ne keder ne de bir telaş Kalemle sevişen varak utansın Vefâ sarayının burçlarını kır İnip yeryüzüne dolaş bir asır İster tebessüm et istersen bağır İsmini yazdığım budak utansın Sabır çeşmesini ruhunla kanat Çelikten kavi ol dağlara inat İşte bu işte bu ölümsüz sanat Dalından ayrılan yaprak utansın Feleğin önüne serdiği hakla Arza çık zeminin dibini yokla Denizleri kurut gözyaşı sakla Hasreti tarayan tarak utansın _______Makberî |
Utanacak yüzü olan utanir,
utananlar susar aska katlanir
baharda mis gibi güller koklanir,
cöller gül vermese kurak utansin