Kaybolalım Zamanın En Gizli Yerinde
Akşam oldu yine vakit,
Karanlık sardı şehrin her yanına sinsi bir yılan gibi. Soğuğun ayazında kalmış sevdalar, Aşkların yüzüne hüzün çökmüş, Hasret bulutları semada. Seni düşünüyorum yine, Kirli, puslu bir Ankara’ya bakan apartmanın bilmem kaçıncı katından, Gözlerim semadaki yıldızlara dalıp dalıp gidiyor uzaklara. Biliyor musun? Seneler sonra ilk defa kalemi aldım elime, Başladım içimdekileri dökmeye, Belki mısralarımda kendini bulursun , Belki mısralarımda sesime ses olursun diye. Senelerin verdiği rehavet var kalemimde, Şarkılar derdime derman olmuyor artık. Belki şiirlere sığdırırım sevgimi, acılarımı, öfkemi, heyecanımı, hasretimi... Derin, ıssız ve kuytu kuyularda unutulmuş bir çocuk gibiyim. Çaraesiz, ağlamaklı, hüzünlü, yaralı... Hayallerimi bindiriyorum bir gemiye, sana doğru gönderiyorum, O gemi sana hayallerimi ulaştırır mı ulaştırmaz mı bilmiyorum fakat, Ben sana ulaşsın istiyorum. Götürsün benim sesimi, hayallerimi, nefesimi sana, Beni hisset, gözünü her kapattığında. Ben de seni hissedeceğim yanımda gözümü her kapattığımda. Saatlerce sohbet edeceğiz seninle, dertleşeceğiz, Sen bana içini dökeceksin, kalbini açacaksın, Ben sana kalbim açacağım içimi dökeceğim. Sahi bizim kalbimiz konuşuyor biliyorsun, Gözlere bile hacet yok, Gözlerine bakmadan kalbini hissediyorum. Nefesini hissediyorum ensemde, Sarılıyorum bazen hayaline, Dizine uzanıyorum saçlarımı okşuyorsun, Bütün yaralarımı sana açıyorum, Şefkatinle sar diye. Telaşlı çekingen ellerimi uzatıyorum sana, Sımsıkı tut diye. Kaybolmak istiyorum zamanda... Gözlerimi kapatıp güzel bir uyku çekmek istiyorum, Sesinin tınısında uyut beni, Huzur, dinginlik verecek yine sesin bana. Sevdanın yükü ağırdır bilirsin. Taşıyabilir misin sahi? İki yalnız çaresiz kalp birleşebilir mi bir sevdada? Dokunabilir mi gözyaşlarına gözlerden akan her damlanın bir çift gözün? Aynı heyecanı paylaşabilir mi iki beden? Düşler sokağında kaybolabilir mi ruhlar? Yapabilir miyiz bunları? Korkmadan, Düşünmeden ötesini berisini, Kırmadan, Parçalamadan, Dağıtmadan, Ötelemeden, İncitmeden, Sevebilir miyiz birbirimizi? Söylediğimiz şarkılar dinlediğimiz melodiler, kaleme aldığımız mısralar, Hep kalbimizden birşeyler söylüyor bize, Dinle, kulak ver o seslere! Dinle ve gel bana , Yalnızlığımı paylaş. Tek tek karanlığın perdelerini kapat, Aydınlık pencereleri aç gönlünde. Aç ki geleyim sana, Ortak olayım yalnızlığına. Unuttuğum herşeyi sende hatırlayayım. Sesime ses, nefesime nefes, dertlerime derman, Yaralarıma merhem, gözüme fer, yüreğime ışık ol. Unut geçmişin karanlığını, Sustur içindeki bütün uğultuları, Bastır isyanlarını, Acılarını ben dindiririm senin, Güvenle uzat ellerini bana. Benden sana birşey gelmez iyilikten, sevdadan, aşktan başka... Hem bu zamanda bunu bulmak kolay mı sanki? Her yeri menfaatçi, çıkarçı, ikiyüzlü insanlar sarmışken, Benim gibi dürüst, yalansız ve saf duygularla seveni bir daha nerden bulacaksın? Meydan oku zamana, Söyle dursun durduğu yerde ! Akmasın bıraksın bizi. Kaybolalım zamanın en gizli yerinde... Gel sevdiğim, Açtım sonuna dek kalbimin tüm kapılarını sana. Gel sevdiğim, Açtım sonuna dek kalbimin tüm kapılarını sana. Yitik düşler ülkesinin prensi Seni bekliyor bu virane gönül, Seni bekliyor, Seni özlüyor, Seni seviyor, Sana geliyor... Seher Ateş ,15.07.2010 Ankara |
şiir özünüz daim olsun sairem
Çok güzel bir şiir okudum
Tebrikler 👏👏👏
Selamlar şiir yüreğinize.. 🌺🐞♥️