akşamcılar
ahh! şu akşamcılar yokmu!
dillerini fukara kahvehanelerinde bileyip, küfürlerini sofralarında meze yaptıkları, salaş istanbul meyhanelerinde buza yatırılmış şişelerinden, ardı ardına doldururken, ince belli bardaklara, jilet gibi kesen,soğuk bir kış gecesi, damalı dolmuşların klakson sesleri, buhar olup çıkan insan nefesleri, hakim olurdu sokaklara... .. saatler koşar adım giderken sabaha, yeniden yad ettikleri anılarında kimilerine gülüp geçer kimilerine kızarlardı .. sonrası gecenin katran karası, bir vakti ıslak arnavut kaldırımlarında istanbul la koyun koyuna ölümüne sızarlardı |
Bakın şimdi İstanbul kimsesiz..
Yüreğinize sağlık.
Arı duru bir şiirdi. İstanbul'a dair ne varsa kabulümdür. Aksamcıları da dahil..:)
Saygılarımla...