AYRILIK BUSESİ
Martın yirmi ikisi
Günlerden cumartesi Yani ayrılığın ertesi Beklemek ne zordu Buluşma saati 3’ü Asil endamınla yolları süslerken işte bu kadındı, Uğruna ölünesi. Gökyüzü masmavi. Güneş, toprağa ilanı aşk. Gelinciklerse süslenmiş. Tabiat kararlı, Yaşanacak bugün aşk. Birde bize baktım. Ellerin soğuk, Gözlerinse uzakta. Güneşin olmak isterdim ellerini ısıtabilmek için. Gözün olmak isterdim, beni görebilmen için. Yaşadığımız mevsim İlkbahar Sen yaşatıyordun sonbahar Şimdiye kadar olmalı mıydım Ayağının dibine düşen kuru dal Sevgim dur durak bilmiyor Yorulsa da hep sana koşuyor Vursan da yüreğine kelepçe demir attım bu limanda. İçimi yakan, ne zaman! Ne, benden uzak olman Senle, sensiz olabilmek yok mu? Bilsem ki, sonu mutluluk... Yüreğime attığın çiziklere Aşkın bahşişi deyip, Gülerdim kahkahayla. Beklerken geçmeyen, Senle akıp gidiveren, Aşkımıza tek engel, Belki de Zaman...! Yine geldi, ayrılık vakti. Zordu senden, sensizken bile ayrılmak Vuslatı bir başka sensizliğe bırakarak Ayrılırken bir buse, Beklemeli miyim umutsuzca? Ünal TÜRKOĞLU |
Güneş, toprağa ilanı aşk.
Gelinciklerse süslenmiş.
Tabiat kararlı,
Yaşanacak bugün aşk
-ünal bey
bu paylaşımınız çok akıcıydı...