Aklım Karışık (1)
Aklım karışık…
Minik bir kuş olup uçmak Koca bir fil gibi oturup ağlamak geçiyor aklımdan… Işık hızıyla bir kadının peşinden koşup gitmek Şu berbat sesimle bağıra çığıra detone olup Sözlerini hiç bilmediğim bir türküye eşlik etmek Âdem’le- Havva’yı cennetten kovduran Sulu ve çıtır çıtır yenen bir elma olmak geçiyor aklımdan… Denizlerde boğulup boğulup balıklara yem olmak Dalgaların sırtında kıyıya vurmak Martıların kanadına kendimi asmak geçiyor aklımdan… Prometheus gibi illegal eylemlere kalkışıp Tanrılardan ateşi çalmak; -Kar, kış, kıyamet-üşüyen çocukların elinde köz Sokakta ateş… / yürekte kor…/ her aşkta yangın olmak Buzları…/ karları…/ çığları yakıp eritmek geçiyor aklımdan… Şu cennete…/ şu cehenneme kimliksiz, pasaportsuz girip çıkmak Azrail’in elinde can çekişen bebekleri çekip kurtarmak Ve -en azından- ölen çocuklar kadar çok Azrail’in canını almak geçiyor aklımdan… Kalbimi kırdın… İçimi yakıp, yıktın… Canımı… Ah! Evet, canımı herkesten çok acıttın Tanrım, huzuruna çıkıp çıkıp kalbini kırmak geçiyor aklımdan; Canını acıtmak, içini yakıp, yıkmak, hayatını mahvetmek Kırdığın bütün kalplerin acısını -bir an için bile olsa- sana yaşatmak… Kendimi özlemek istiyorum; Gözlerimi yollarıma döküp döküp geleceğim anı beklemek Hiç kimsenin hiç kimseyi sevmediği kadar çok…/ ve öyle güzel… Öyle güzel… Kendimi sevip sevip değerli kılmak Sevinçli bir deli gibi kendime sarılıp durmak Kendimi öpüp öpüp koklamak geçiyor aklımdan… Yalnız ve yaralı köpekler gibi ay ışığında ulumak Zengin ve yoksulların savaşında işçileri öldürten patronları Ölen işçiler kadar çok öldürmek geçiyor aklımdan… Kendi cenaze törenime büyük bir gürültü ve şamatayla katılmak Kendi cesedimi kendi omuzlarımda taşımak Gülüp de biriktiremediğim bütün gülüşleri dudağımda toplamak Uzun uzadıya bir gülüşle “aşkça kalın” diyebilmek Fatiha yerine dünyanın bütün şiirlerini okumak… Okumak… Okumak... Ve ilk toprağı avuçlarımla kendi üzerime atmak geçiyor aklımdan… Şu şehirde asgari ücrete dünden razı bir çöpçü olup Ahmet Kaya, Bach, Vivaldi ve Müslüm baba dinleyerek Hiçbir şeyi kafama takmadan; kuşlar gibi uçarcasına Tüm sokakları silip süpürmek geçiyor aklımdan… Yağmur olup, yıldızlara… Güneşe... Aya… Ve hiç beklemediği bir an da bir gülün yaprağına Ve sevgilimin kirpiklerine damlamak geçiyor aklımdan… Yaşama erken, ölüme geç kalmak Çok kalabalık, çok yalnız olmak Beni “yok” sayamayacakları kadar kocaman bir “hiç” olmak geçiyor aklımdan… Neredeyim… Kimleyim… Bilmiyorum… Kayıp ilanları verip Bir an önce kendimden haber almak geçiyor aklımdan… Kendimden haber alabilirsem eğer; Yeniden doğmak; güneşe, aya, baharlara dadanıp, aşka müptela olmak Ve yeniden… Sil baştan -kalbimin kırılmadığı- mutlu bir hayat kurmak geçiyor aklımdan… Dedim ya… Aklım karışık… Kafamın içinde kuralsız kaidesiz uçuşan şiir kuşları… Ocak 2020 |
İyi ki karışmış ki
Bu şiir yazılmış