nefesim yağmurun ıslak tenine dokununca simetrisi bozuluyordu noel gecesini kutsayan karın Ve kız kulesine konunca martılar kleopatranın bakışlarıyla istanbulun bir semtinde bir başka yaşlanıyordu yalnızlık. Sonra; sicim göklerden bakır çatılı kerpiçlere aksetti yağmur damlalar almış başını toprağa koşuyordu ve toprak suyunu üfleyerek içiyordu. bir kedi camdan atlıyordu istanbul sokaklarında geceleri masumların kalbi hızla çarpıyordu. sonra caddelerden sesler silindi kapandı kapılar bakışlar mühürlendi. Bir tek ben kalmışım sokağın koynunda Çünkü bu sessizlik yalnızların eviydi.
Bu derin sessizlikte yaldızlı konaklara leylaklar inerdi Bizimse karanlıklarımıza yanmıyordu kaderin ışıkları yalnız; çatıların göğe saplandığı yerde bir sabinin yalnızlık telalları...
Sonra dedim ki hayatla kavgam gamsız mı kalır pervasızca düşen benim gözlerinden gülün rengine sinmişsin baharları çıkarmışsın koynundan ey istanbul! sensiz bu aşk şarkıları zamana cinayet sayılır.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İSTANBUL'DA GECE IKI HECE şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İSTANBUL'DA GECE IKI HECE şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.