SAYDAM HÜZÜNLER
umudun karanlık zamanlarında
kuytu bir köşeye düşüp siner bir evrene sığmayan hayallerim başka âlemlere başlarken yolculuk tutar elimden küçük saydam parıltıları göğün kent ışıklarının körü hüzünlerimin başlayınca sorular sorgular zamanı gecenin karanlığına saklanırken sürgitlerim kayar yanaklarımdan yitik çocuk düşlerim kara boşlukta bir ileri iki geri volta atar seçtiğim yıldız toz duman içinde bir tutam suskunluğu savurur başka âlemlerde başka gözlerde uykusu kaçmış siyah bir kanadın çırpılışına adadıkça kendini hasetten morarmış yüreğimi ele verir el ovuşturan utangaç çocuk sevinçlerim yüreğimi ıslatıp sızlatan yalancı yağmur karanlıktan umuda ışık ışık tutunan sürgünlerin belini kırdıkça yeniden doğar iflah olmaz yorgun anılarım yıldızların yüzünde yaşlanır umut rüyalarım ötede kalır gittiği yerden bakan yıllar gurbet mi sıla mı yar mi neyse adı arayıp düşlediğimizin yakmasaydı yüreklerini yıldızların bağrış çığrış bu kadar sıcak mı olurdu gece bu kadar ısıtır mıydı sarılmak karanlığa yıldız dediğimiz bir nice hayat en parlaklarına ad koyarız biz bulutlar kapatsa da varlıklarını biliriz gece süsü renk renk gözlerin işte o gözler ele verir güçsüzlüğünü ifadenin M. Mustafa KILINÇER İZMİR/22.09.2020 |