*Eûzû bikelatillahi’ttammeti min şerri ma halak.
Selamen kavlen min rabbin rahim canım hocam
❤️
Namazım da secde de Niyet ettirildi,
<Niyet ettim ya rabbi rızan için zatımı ve sıfatımı korumaya,>
Ardından siz karşımdasınız.
İnşirah suresi okumaya başladım,
sayısız ardı ardına.
Sonra sizi yatırıyorum,
ameliyat yapar gibi düz bir şekilde,
içinizi açıp birşeyler alıp fırlatıyorum.
Tekrardan kapatıp sizi ayağa kaldırıyorum.
Üzerinize çiçekli bir gömlek giydiriliyor,
gayet iç açıcıydı.

Sonra birden Kâbe’de oluyoruz.
Kâbe’ye girişimiz sizin önderliğiniz de at arabaları ile yapılıyor.
Bu arada sanki ben de bir kamera var, görüntüleri çekiyorum...
At arabalarıyla sürüler (Zülfikâr kardeşlerimizle ) halinde gelip Kâbe’nin yanına durdunuz.
İmam muhammed yanımda,
bembeyaz giyinmişiz,
ben orada örtülüyüm.
Bana bakıp bakıp sarılıyor.
Sonra elimden tuttu Kâbe’nin üzerine çıktık.
Orada salıncak vardı.
Oraya oturdum.
İmam Muhammet’in sevgili eşi de vardı yanında.
O da gülümsüyordu.
Daha sonra Arabistan’ın prensi sultan salman geldi.
İmam Muhammet onun üzerindeki cübbesini çıkarıp,
onu ittirdi ve elindekileri aldı.
Hemen akabinde imam muhammedin yüzü göklerde kocaman oldu, oraları kapladı.

Benim gözümden Allah Kâbe’ye bakıyor,
imam muhammed sanki matruşka bebekleri gibi
gökyüzüne doğru büyüdükçe büyüyor.
Her yükselişte daha bir büyüyordu.
En son aşağıda görünenler küçücük oldu,
bunları görürken karnıma enerjiler gelmeye devam etti.
Daha sonra Kâbe’ye yeniden indim.
Dediğim gibi sanki görüntü çekimi yapıyor gibiydim.
Siz yanınız da duran hazine sandığını açıp
içerisinden Hacerül Esvet taşı çıkarttınız,
nur şeklinde parlıyordu.

Orada bulunan,
günahkârlardan dolayı kararmış olan eski taş ile
değiştirmesi için imam Muhammet e verdiniz.
O da eskisini çıkarıp
sizin verdiğinizi taktı.
Sonra sağa baktım
siz taht ’ta oturuyordunuz.
Kâbe’ye baktım,
bilge melek Kâbe’nin içine eğilmiş birşey yapıyor.
Ona güldüm, dedim ki;
n’apıyorsun.
Goncam, hazine arıyorum dedi.
İmam Muhammed’de güldü,
bilge meleğin elinden tuttu,
sizin yanınıza getirdi.
Hazine burada dedi ve siz birbirinize sarıldınız.
Nebim, aşkım, sevgilim, dedi size.
Üzerinde gökyüzü mavisi çok güzel bir elbise vardı,
başörtüsü de o renkteydi
🤗🤗

Daha sonra bir boşluğa doğru düştü,
yani bu düşüş onun artık siz de yok olduğu anlamındaydı.
İmam Muhammet ve ben aşağı ona baktık.
İmam Muhammet bilge meleği yukarı çekti.
Onu yanımıza çıkarttık,
ortamızda duruyordu.
Bana ve imam Muhammet e bakarak
‘’Allah sizden razı olsun ne dileğiniz varsa size versin’’ dedi.
Mutluluktan sevinçten gülümsüyordu.
Daha sonra prens salmanın koltuğuna imam Muhammet oturdu.
Bundan sonra kaldırıldım,
fark etmişseniz en başta farklı bir giriş yaptım,
kendim karar vermedim buna.
Tam size selam kısmı yazdırıldı,
telefon yere koyduruldu
ve
selamünkavlemmirrabbirrahiym
ve
Aleykümselam ya Rabbel alemiyn dedirtilmeye başladım.
Ellerimde gözlerime baskılar yapılıyordu.
Söyledikçe değişik şekiller,
yemyeşil nurlar yakınlaştıkça yaklaştı,
tabi orta yerimde harika duygular verdi Mevla’mız.
Diğerlerini yazdırmıyor, zamanı olduğundan dolayı
❤️
Rabbimin en güzel yerine,
kalbinize emanetsiniz canım hocam.
Rabbim her an size inşirah ferahlığı versin,
siz hep var olun,
sağ ayak başparmağım seğirdi şuan.
Sizi seviyorum.
Selam es selame❤️❤️❤️

-♥️
Selam es selame Goncacan;
Maşaallah barikallah sözün bittiği yerdeyim,
Allah’u Ekber, SübhanAllah,
Elhamdülillah, elhamdülillah, elhamdülillah.
Rabbimize hamd ve şükürden başka yazacak bir şey bulamıyorum.
Keşiflerinin zahire çıkacağı zamanı sabırla sebat ile bekleyeceğiz inşaallah.
Dua ve dileklerin için elhamdülillah ve âmin. Âmin. Âmin.
Rabbime emanetimsiniz.
Cümle zülfikârlar olarak ve İmam Muhammed ile birlikte.
Gelecek inşaallah çok güzel gelecek.
Yalnız bizim değil bütün insanlığın kötü günleri son bulacak.
Neredeyse aklımız erdi ereli
basından acılı, kederli, felaket haberleri almaktan, kaygılanmaktan, endişelenmekten yorgun düştük…
Dünyada neredeyse hiçbir ülkede huzur kalmadı ne yazık.
Gelsin artık o hidayet dönemi inşaallah.
Selam es selame