NAÇAR GENÇLİĞİMSararıp solarken bağımda güller, Neşeden bihaber geçer gençliğim. Gönlümde bir ateş, bağrımda küller, Nasıl da bedbahttır naçar gençliğim. Huzur vadisine çıkmadı yolum, Tutmaz oldu inan kanadım kolum, Kendine faydasız, çaresiz kulum, Yalnızlığa mahkûm, duçar gençliğim. Kimseler görmeden çıkmışım yola, Bir dağın başında vermişim mola, Gözlerim dalarken hep sağa sola, Diyardan diyara uçar gençliğim. Bir tahta sandalye, bir kırık masa, Sevdalı olanda bitmez ki tasa, Sığdırdım gönlüme dert basa, basa, Ektiğini bir gün biçer gençliğim. Korkarım söylemem derdimi ele, Dostlarım var mı ki yardıma gele, Karıştı gözyaşım yağmura, sele, Bütün sırlarımı açar gençliğim. Uğradığım yerler bana yabancı, Derdimden anlamaz yolcuyla hancı, Can çıkmadan evvel çıkar mı sancı, Bilmem ki nereye göçer gençliğim. Çareyi bilenler kaçar, nazlanır, Yıllar güne döner, zaman hızlanır, Beden yorulunca saç beyazlanır, Varını yoğunu saçar gençliğim. Dostlarım azalır, tanıyan kalmaz, Bir selam versem de kimseler almaz, Toprağın bağrından sıcak yer olmaz, Belki de huzuru seçer gençliğim. Sabri Koca |
Saygı ve selamlar.