AĞIT
Havada bulanık siyah bulutlar
Kalabalıklardan inler of sesi Ah yavrum dedikçe biten umutlar Son durakta yolcu musalla taşı. Bakıyorum taşa üstünde tabut Taze marangozdan çamdan tütsüsü Titrek kıvrımlı yüz sanki bir anıt Nazar boncuğu göz endamı süsü. Huyumdur kurusun gözlem sanırım Bastonunu sertçe taşa çalıyor Işıltısı sönmüş yüzü tanırım Asil duruşunda aklım kalıyor. Almışlar canımı ceylan gözümü Ağıtları gökte mahcup batıyor Bürünürken güneş peçe yüzünü Hüzündür kederi gam yansıtıyor. Nazikçe tuttuğu kar beyaz mendil Bulanıyor nemi can gözlerinden Yazısı böyleymiş sönüyor kandil Muradın görmeden öksüzlerinden. Hatun niyetine eller semada Saflar sıkı sessiz kalabalığın Başları eğilmiş diller duada Yakarış yunusun hikmet balığın. Ol deyince olan evren yaratan Dileğim anneye mekân cennet et Yas tutanda ana büyüktür atam Dindir acısını… Gönlü ferah et |