Pink Floyd
"shine on you crazy diamond"
Sana gelsin:(

Bu nasıl keskin bir yaz üç yeşil elmayı kanatıyor


Akşam güneşi elinde kızıl kadeh yanında kitabınla

Seni bekliyor Cunda neredesin kuzen?

Havada donup kalıyor selamlar

Albert Camus ’un yabancı sayfalarında dolaşırken

Ateşinden kopan bir mum damlası gibi
Yarı yolda dondu ömrün...

Daha çok gençtin
Ölüler soğuk olur kuzen ...sen sıcaktın
Bebeklere benzedin

Tomar tomar mutluluk biriktiriyordu misket gözlerin

Gel bir paşa çayı içelim
Koyu bir dem vuralım çocukluğumuza desem yoksun

Araban sana, sen arabana kavuştun ya

Pabucumuz dama atıldı
Sen onunla nerelere gittin ..

Biz senin doğumuna gün sayarken
Demekki sen ölmekle meşguldün!!

Hatıralar öyle çok ki

Konuşuluyor bak şimdiden
Bir kış sabahı pencere önünden boyunları içine gömülü
adamlar geçerdi üşümekten ellerinde sıcak ekmekler

Bizde koşardık fırına sabah kahvaltısında
Üç ekmekten birini gömerdik yollarda

Fırın ve ev arası kırk metre
bir ekmek yiyimlikti mesafe..

Öğlene kadar gümbür gümbür Alpay’ı dinlerdik hiç bıkmadan

Yıldız inerdi kapıya... bu ne gürültü!!

Yapma Yıldız abla..

Sen Gece görün lütfen ..

Güneş doğdu artık
Bak uyandı cümle alem..derdin

Gülerdik..

Artık eylül yakın ağustos ortası gelir rüzgarı
yaprakları zorla dansa kaldırır
Balkonun koyu bir keder içinde mutsuz çiçekler doğurur



Ah kuzen!
Biz senin doğumuna gün sayarken
Demekki sen ölmekle meşguldün!!

Rana