Yanıyorum kırk derece sıcak var
Dön yüzünü bana doğru es kalak..
Dehlizdeyim ne köşe ne bucak var
İşit beni ver sesime ses kalak..

Konuşurken parmak değdi çakıma
Kedi gibi mırıldandı kokuma
Ben yazmadım sen de sakın okuma
Bu dörtlüğü geçiyorum pas kalak..

Karısına kızan evde buğrardı
Akşam üstü dibek taşa uğrardı
Köksal abi kesip kesip doğrardı
Yan dönerdi kafasında fes kalak..

El bilmezdi Ado dayın halini
Tabakadan okur idi falını ...
Kirli yusuf emicenin şalını
Sevabına yıka kurut as kalak..

Meşhur idi Beko Halis mandası..
Şevederin telistendi çantası...
Yolda düştü Elbakinin sondası
Kalayladı doktorları pis kalak..

Bilal abi mal sokmazdı ekine
Ama gör ki hep yaşadı dikine
İp bağladı kör Feratın çüküne
Yani bu da oldu,yani pes kalak..

Tarlaların sınırları karışık
Geçip gitti ömürleri darışık
Yarım asır çocukları barışık
Hüseyinler bir birine küs kalak..

Hacı şefket akıllara zarardı
Tütününü kolum gibi sarardı
Bazen çıkar kendisini arardı
Sokak sokak ayağında mes kalak..

Şito Halil cebren aldı Tevratı..
Gün görmedi Fadimenin suratı
Sevmeseydi segiloğun Muratı
Tutar mıydı tam kırk sene yas kalak..

Hamo Kazım geldi bi pazartesi
Gözde gözlük,omuzunda pardesü
Konuşurken süzülürdü doğrusu
Her soruya tek cevabı "yes"kalak..

Alican’ın Ekrem işi bilen di
Ekmeğini şoförlükte bulan dı
Kamyon ile iran ırak dolandı
Geri kaldı cezairle fas kalak..

Biri de var söz taşırdı yaverdi
Misafirin arkasından söverdi
Küllüklerde anasını döverdi
Gece gezip kalaylardı tas kalak..

Dereliler anlamazdı küspeden
Balehorlu hovardaydı nispeten
Keşköylüler hasta idi hastadan
Gavraslının kızlarında süs kalak..

Şiir olsun emin gibi ağla da
İster isen yık bendini çağla da...
Zülüfünü gerdanıma bağla da
Savur beni bulutlara as kalak..

Emin clkli