Caponyalı bir portakal ağacına mektupları. Şairsin sen balısım Bir senin gölgende nefeslenir uykularım Ve mesela yüreğine dökebilirim yorgunluğumu Bir sana dumanlar yükselebilir başımdan Ki ihtimal değil bu gün kadar serçe-k Yürüyüp gelmek istesem sana Tüm çiçekler ayaklanır peşimden... ıı. Sen tutya çiçeğisin Ben zamak hurdasıyım nanus Sen koparılmaktan bense yeniden işlenmekten korkarak yaşayacağız hep İşte hayat bu balısım İnsana reva mı bu ? Kendimi sözcüklere hapsediyorsam.. kendimi Harflerle yıpratıyorsam Çıkrıkçı çubuğu gibi neyi beklediğini Ve hükümdar ardası gibi nereye gittiğini Bilmeden seni seviyorsam ... Dilim kurudu balısım Bir bardak su.. Korkarım bu şiir de yarım kalacak nanus Senin ve kızgın çöllerin yanaşması adama Çayır kuşları konup kalkacak Her gece bu korku Her gece bu korku... ııı. Tahtırevan,antik mısır,Açelya Bakir acem şivesiyle ağlamak Saç diplerime doğru uzun bir yolculuk ağrısı Kargı dilim uslu kamışlardan nefer yorgunu Seni tırmanıyorum ... papatyayla delirmiş yamaçlardan ruzgarlı bir akşam üzeri iniyorum ... bir çiçek olsaydın merağım nanus! Karışıp bir nehre akıp gidiyor Gazete küpürlerinden değil bu aşk Köşe yazılarından ve kahvaltı masalarından değil Kelebek kanadındaki alfabeyle sınıyorum o günahı Sendeki kayısı kokusu nanus Gitgide büyüyor... ıv. geçerek nanus vitray sözlerden ve billur bir ikindiden Işığı titretip yüreğimden gitsen ve yağmur esmer esmer salınsa ardından nar’a renk veren bir gidiş olur bu ve nardan ateşe’çin yüreğimin güncesi.... saçların uzun uzun yakarışlar sonrası Allaha kabulün mağrur bahçesi.. toprağımızda travma çiçekleri gür aşkların bize her ne gerekse işte o gerek nanus savaşlı çağları geri geldi dünyanın düşün ki karıncada gözyaşı var saçların uzun uzun baktığımın sonrası yıldırım bir dağa böyle çarpar.. emin çelikli / |