O gece, Delice kiraz ağaçlarının Tezenelik kabuklarına yüksünüyordu, Talim aşamasındaki Ömür törpüsü…
Issızlığın delikanlı omzuna Kol attıkça kıpkızıl yalazlar, Rüzgârın füme zülüflerinde Kırk kor beliğe dönüşüyordu, Doğumu tetikleyen sancıların Can terane örgüsü…
Ulu cevizlerin sim serinliğinde, Soğumaya durunca Yangın yerlerinin ışıldaklı tütsüleri, Göbeği kesilen yaz balasının Kaygılı feryatlarına Birebir kulak kesilmiş olmalı, Çevre bahçelerdeki teyinlerin Daraban ürküsü ...
O gece, Kukumavların yüksek dallarda Işıldayan insansı bakışlarından Yansıyarak içime işleyen Ve ilk soluğumla hücrelerime pusan İs kokulu karanlığın çiftelik tezadını, Vaktin oğlu nitesiyle Ruh gizem okşayabilseydim eğer, Belki de sıfırlayacaktı hükmünü, Ateşin fermanımın Kıvılcımlı öyküsü…
Şimdilerdeyse, Bu yalazan menkıbeyi, Üç zamanlı çakıllarına Mazi kipiyle yazan Ve nice yangınların çalımını bozan, Sel Çayı’nın kar esriği sularında çimmekte, Masum anılarımın Güne yansı görgüsü…
Her nasılsa sezmekteyim, Orada, Sılamda bir yerlerde Ören giz höyüklerin yeraltı dünyasında, Unutulmuş tuğla künklerin rüyasında, Hala gecegündüz çağlıyor gibi, Sönümlü bir şafağın küllerinden doğan Anka palaz esinlerimin Bengü türküsü…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BENGÜ TÜRKÜ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BENGÜ TÜRKÜ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
İbnü'l vaktem ben ebü'l-vakt olmazem demiş Niyazi emmim.
Çok güzel bir şiir okuttunuz bize. Teşekkürler.