MELANKOLİK DÜŞLERŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir düş gördüm dün,
Gönlüme düşmüştü gülüşün | Şair | I. Evrenin sahip çıkamadığı ötelerden Seyreylerken gölgemin yanındaki gölgeni Bir siluet yansır ruhumdaki çatlak duvara Bir sigara zamanı daha yanarım sana! Gece ölüm sessizliğinde çökünce Penceremdeki düşe, boşluğun teneşirinde Bir çivi daha çakılır tabutuma. Hatıra defterinde unutulan kurumuş gül yaprağı gibi Tenhalara çekilir beynimdeki düşlerin izi Gözlerim kan revan! Göz bebeklerim ıslak bir sonbahara dem vurur Savaş açmışlar ruhuma etrafımdaki nesneler. Pencere sahanlığındaki fesleğenler, Balkon korkuluğunda begonviller, Sen kokar hâlâ… Bu kaçıncı kızıl ufuktur, Bilmem ki, Kimdir şu karşı kaldırımdaki gölge? Galiba yine durdu zifiri karanlıkta zihnim Eteğine tutuşturduğum umutlarım da yok içinde, Yine mi boşalmış kör geceyle boyadığım şişe, Neyse ki; Perdeliyor cama dökülen yağmur taneleri Caddeye takılıp, ağlamıyorum gelmeyişine! II. Saçlarımdan yolarken zihnimin silik defterlerini İliklerime işliyor gizemli iki kişi; Hangi romandı, hangi masal; Kafiyeli ilişkilerini okuduğun? Nereden öğrendi yüreğim Böyle alev alev sevmeleri! Hicrete bilenmiş duygularla Çarmıha gerilmemiş miydi Züleyha’nın düşleri? Hüzünlü mektuplardaki hüsran sözlerini Ezber etmemiş miydi kimsesiz yüreğim? Bak! Sokak sükûttan bir gömlek giymiş sanki Gecenin karanlık yüzü penceremi dikizlemekte Tek günahkâr benmişim gibi… Hiç kimse hiçbir mabette Tapınmamış aşka benim kadar, Kimse sevmemiş kimseyi bu kadar! Gündüzü en son ne zaman gördü sakallarım, Hangi zamandı sevdiğini söylediğin zaman? Ne çabuk unuttum oysa! Yıldızların kucağında büyümüştü öksüz hasretim Hiçbir taze anne, Sarılmamıştı süt kokan utangaç yalnızlığıma... Hayâle bir siluet aksediyor her gece Peki, “Senin” değilse, kimindi Yüreğimin terkedilmiş patikasındaki ayak izi? III. Sorular; Sorular çok sevdiler beynimdeki bu sisi Hasret çabuk dokunur yalnız gözlere Takılınca aklın salıncağındaki gölgelere Aldırma! Sessizliklerimin yanaklarımdan süzüldüklerine Birazdan gözlerimden yol alırlar gökyüzüne Bulutlardan aşıp, Gökkuşağı’nda düğümlenir bakışım Düğümlenir boğazımda, Çatallanmış asi, aykırı düşünceler. Dedektif gibi peşime düşen yağmura bakma! Sana ağladığım kadar ağlamadım Rüzgârda savrulan yaprak yalnızlığıma Adımlıyorum işte ıslak hezeyanlarla Dargın da sayılmam sahille kavgalı dalgalara Belki güneşli gökyüzünün süslediği Mes’ud bir tabloda değilim! Sevdan ki mesafeli, Mesafeler yüzümün ortasındaki tokat izi! Yine de umut, serin bir salkım söğüt gölgesinde Doğmamış güneşi bekler. Ah yâr, ay karalar hırkası giyindi! Gece gibi karanlık yokluğunun yüzü... Yine bir benim işte, vahada bulmanı bekleyen, Bir ben, teneşirde uzatmaya hazır ömrü... Sen can, sen canan diye diye Kavrulur zikrimde öksüzlüğümün melankolik düşü. _______________________________________ Eser Adı: MELANKOLİK DÜŞLER ________________________________ |
🍀
Gözlerin doludizgin koşunca;
Çoban ateşleri canhıraş yanar,
Alevlere kement atardık.
Bütün ölüler dirilirdi aramızda..
🍀