bir tutsaklık başlar önce bir telaş, bir koşuşturma bir isyanın adıdır çoğu kez düşersin bir daha düşersin ruhunu karamsar zindanlardan kurtaramazsın
başkalaşmanın sancısını çekersin aslında belki bir dayatmanın belki bir ihmalin neticesi gölgelerden kan sıçrar üstüne yitirirsin sükunetini hatalarından akan sicim sicim gözyaşın olur hep
uçurtmalarını vururlar bir ilkbahar sabahında rüzgarların avare kalır gökyüzünde bir uçtan bir uca çığlıkların menzillerini kaybeder tutsak edilirsin yelkovan gırdabına her renkten ,her cinsten ,her şekilden bunalımlar içinde dönüp durursun
pencereleri açılır aynaların sırrında suretler değişir kendini seçemez olursun duyguların çatışır en azgın öfkelerle yaprak yaprak dökülür umutların bedelini hayallerin öder hep hep bir sebep ararsın neden ? aslında sebepsiz yenilgilerdir yaşadıkların tattığın duygunun nedenini kavrayamayacak kadar acemisin
belli ki mutluluğun olmadı hiç çünkü mutlu olmayı beceremedin bir türlü hep bir bahane, hep bir noksan kalmışlık kör kuyular çıkmaz sokaklar tercihlerin
eşten dostan bazen çocuklardan bazen bir beyhudeliğin ayarsız zamanlarında oyalanırsın içinin soğukluğu eskir hep harap şeylerle dolu siyah ,beyaz ,mor, sarı bitimsiz can sıkıntıları serpilir hayatına peyderpey üşürsün
ruhun derinliklerinde sahile atılmış deniz mahsulleri gibi nice nice büyük hayal kırıklıkların birikir bir ayarda olamaazsın hiç hep bir köşeye ilişip kalırsın öylece hurdaya döner yüreğin paslı çiviler saplanır en acıyan yerine
yalınayak yürüyüşlere çıktığın vakitlerde damla damla arınır ruhun taşra akan hayallerden, eski resimlerden , yıllanmış hatıralardan yıkık dökük kentlerden
mahşer çıvgını yüreğin artık şerha şerha göğe yükselen ses hecehece uzak iklimlerde yankılanır ahların yürüyen bir yolcusun bütün geç kalmışlıklara susarsın önce sonra yol uzun der bir kervana katılırsın gidersin en son noktasına içsel buhranların
günahların emzirir yarım kalmış rüyaları tenine kefenlenir ateş yanığı geceler uçsuz bucaksız denizinden kara bulutlar geçer göğünü sıtmalı sancıları tutar her şey birer birer dökülür aklına yıldız dolar kucağın sonra birden aydınlanırsın yeniden yürürsün sırrın en gizemli rotasına
ömür denen takvimde bir döngü bu onca yıl pencerende hep aynı sardunya menekşeye sevdalı ikindilerle vurulursun bahçende ki asma ağacının göklere uzanan dallarından mor sular düşer bahtına ıslanırsın
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yürüyen bir yolcusun bütün geç kalmışlıklara şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yürüyen bir yolcusun bütün geç kalmışlıklara şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Tebrikler üstad saygılarımla