BİR FREN ÇIĞLIĞI BÖLÜYOR DÜŞLERİMİZİNikahlansak ta her ne kadar Huzur ve vuslatla Hayat bizi hep boşar güzelliklerden Ağarmayan tanların ertesi gününde bırakır Öylesine çaresiz Arsız ve kanarcasına Oysa biz hep yağmur kokan coğrafya’nın Kar ile harmanlanmış çocuklarıydık Dal gibi yeşermiştik zifirin gölgesinde İstabul kadar yorgun Dünya gibi yıpranmış Ve hiç avutulmamış birer ağrıt olduk Sevdiklerini yitirmiş genç kızların dudakların da Ne ara büyüdükte yandı bağrımız Ne ara ayrılık şarkısı mırıldandı dilimiz Ne ara tünedi hayatın gam yükü üstümüze Neden peki bizdeki bu yorgunluk Nerden bulaştı yüreğimize bu sevda Ve aşk acıları Asrın bütün korlarına maruz kaldı sinemiz Kirlendi gözlerimizde kocaman gök yüzü Oysa ben maviyi severdim Renkler gözümüzden kararmadan önce Ali yeşili Emre sarıyı Ozan beyazı Ben göğe sevdalıydım gecenin yıldızlı mavisine Ali’nin bütün düşleri murad almaktı en yeşilinden Emre’nin güneş tutkusuydu sarı Gençliği ve ölümü unutmasın diye Ozan’ın yüreği masumiyet kokardı en beyazından Büyüdükçe yitirdik bizim olanı Büyüdükçe yitirdik saflığımızı Büyüdükçe ayrıldı yollarımız Şehirler arası otobüs terminalleri pakladı sancılarımızı Gecenin kötülüklerini içinde barındıran O en sarhoş yürek boşluklarında Sabahın şerine çanak tutan Gün yüzü görmemiş sancılarımızı Ondandır belki Nikahlanmak istesekte her ne kadar Huzur ve vuslatla Bir fren çığlığı bölüyor düşlerimizi Ayrılıklar garında Ellerimiz sevdaya daha merhaba demeden Mehmet Kılıçel |
Kıymetli Şair
Hakikatin manası ve dilidir Şiir
Tebrik ediyorum kıymetli Üstadım
Kaleminiz susmasın
Her daim güzel yazsın
Selâm ve Duâ ile