Çocukluğum - Yollarda ( 4. Bölüm )
Yine o uyku tutmayan
Kuş sesleriyle uyanan Rüyalara dalan “ben” Temmuza giden yolculuk İzindi, sevinçti, hasretin sona ermesiydi... Almanya Türkiye yolculuğu başlasın Anamın “Poğaçaları sepete goy gızım” Peynir, ekmek, zeytini demesi Zekiye teyzem, “gadasını aldığımın” Çok söylerdi bu sözleri Anlamasam da Ne hoş gelirdi çocuksu kulaklarıma Köftesi, lokması, meşhurdu sarması “Küçük tüpü aldın mı, Zekiye’m?!” diye Çağırması Hasan emmimin E bide lokma arası, karpuzu... Babama bavulları kapatmak düşerdi Kilosu tartılmadan Nutella, çukulata, sucuğun Üstüne basardım eskimiş “Almancı” bavulun Türkiye’de “Almancı” Almanya’da “yabancı” Derdi anam hep Yıllar sonra anladım anacığımı... Ve telsizlerle yolculuk başlardı Cicili bicili pembe terlikli Elbisem de oyalı, fileli Fötr şapkam da eksilmezdi Yazdan yaza başıma taktığım Öyle ya Yaz mı vardı Almanya’da? Telsizin son ayarını yapan babacığım Uykusuz kalan kardeşlerim Ana babaya hasret kalan anacığım... Lakabından bilirdik Kimin önden gittiğini Kimin havalı solladığını Kimin de yolda uyukladığını... “Başkan”dı babamın adı Komşumuz “sıfır altı” Nevşehirliler de “sarı hacı” Ne güzeldi, haz aldığım Üç günlük yolculuğun Doyasıya izlediğim Hayallere daldığım Gurbet yolcusu... Hele de yolun sonu “memleket” ise Önemi yoktu kim nereye Nevşehir mi, Ankara mı Yoksa yeşil miydi Rize? İstikamet Kapıkule Memleket ise Türkiye! Ve yine safça, masumca Hatırlarım seni “çocukluğum” İyi ki varsın sen... |
Severek ve beğenerek okudum, zira zordur bu tarz şiir yazmak, bir solukta okutup şiiri yaşatmak,
Konusu ve yorumunuz harikaydı canı gönülden kutluyorum
Selamlar saygılar